Türkiye’nin en hızlısı

Otomobil sporlarında ülkemizin en eski periyodik yayını olan Ralli Dünyası Dergisi’nin 257’nci sayısında kapak konuğu olarak yer alan 2023 Türkiye Pist Maxi Şampiyonu Barkın Pınar, 1976 İstanbul doğumlu. Belli bir süre aile şirketinde, ardından profesyonel olarak otomotiv sektöründe çalıştı. 20 senenin üzerinde de otomotiv sektöründe mesai harcadıktan sonra kendi şirketi olan Türkiye’nin kiralama markası olan Türkrent’i kurdu. Otomobil sporları ile ilk kez Körfez pistinde bir elemede gerçekleşti. Elli sporcunun katıldığı elemelerde en iyi zamanı yapan ilk üç kişi, bir ralli otomobili ile bir rallide start alma hakkı kazandı, ilk üç arasına girip ilk yarışını bir ralli otomobili Ford Ka ile yaptı. Derginin 257’nci sayısında yayınlanan röportajdan bazı kesitlerde Barkın Pınar şunları söyledi;

“Otomobil benim bir parçam, tutkum. Marmara Üniversitesi Otel yönetimi mezunuyum, ailemizin Marmaris’te bir tatil köyü vardı, yılın 7-9 sayı orada kalıyor ve çalışıyordum. Otomobil tutkum yüzünden, aile işini bırakıp, otomotivde satış danışmanı olarak işe girdim.  Ben hep iyi otomobil kullandığımı düşünüyordum ama iyi otomobil kullanmakla pistte veya rallide yarışıyor olmak farklı şeyler. Kendimce iddialıydım ve yıldız seçmelerinde ilk üç arasına girip rallide start alma hakkın elde ettiğimde çok mutlu oldum ve o yıl federasyonun kendi otomobili olan bir Ford Ka otomobil ile start aldım. Tabii otomobilin performansı düşüktü ama ilk yarışım olmasına rağmen, bazı etaplarda iddialı bazı ekipleri geçmiştik. Aradan uzun zaman geçti, bu arada anladım ki otomobil sporları tamamen finansman ile yakından ilgili. Dünyadaki bence en pahalı olanı motor sporları ve bunu yapabilmek için çalışıp para kazanmak gerekiyor. Aradan yıllar geçtikten sonra 2017’de Intercity Clio Cup’a katıldım, bir sezon orada yarıştım. Pistteki ilk yarışım 2017 idi ve sezonu 4’ncü olarak bitirdim. O kupada 4’ncü olmak büyük başarıydı, çünkü o yarışlarda birbirinin aynı 25 otomobil beraber start alıyorduk.

-2023 sizin için nasıl bir sezon oldu?

Zor bir sezondu, takvim sıkışıktı. Deprem nedeniyle takvimi ertelediler. TPŞ Haziran gibi başladı. Temmuz ve ağustos aylarında İzmir’de iki ayak yaptık. Hava 41 dereceydi, lastik sıcaklıklarını ölçtüğümüzde asfalt sıcaklığı 65 dereceydi. Arabanın içinde yanmaz içlikler, tulum, kask, eldivenler, motorun sıcaklığı 100 derecenin üstündeydi. Ben bir yarışta iki kilo verdiğimi biliyorum. İzmir yarışları inanılmaz zordu.

-İzmir mi Körfez mi, hangi pisti kendinize daha yakın görüyorsunuz?

Tabii ki İzmir daha keyifli. Körfez’de keyif alınabilecek doğru dürüst viraj yok.

-Şampiyon olmak sizi rahatlattı mı?

Evet. Takım inanıp şampiyonluk yolunda beni destekledi. Çok zor yarışlar da yaptık. İzmir’de o sıcak altında yaptığımız yarışlar, Körfez’de yağmur altında yarıştık. Şampiyonluğu garantileyene kadar bir hata yapmamak için uykularım kaçtı. Ama şampiyonluğu matematiksel olarak garantiledikten sonra rahatladım. Bu sene aynı TRC Audi ile Avrupa’da yarışacağım, oraya Türkiye Şampiyonu olarak gitmiş olacağım. Avrupa’da amacım bol bol İstiklal marşımızı dinletmek. Avrupa arenası bambaşka, çok daha zorlayıcı. Ben rekabetçi olmak için gidiyorum. Avrupa Şampiyonu olacağım demek bugün için çok iddialı ama podyumda bitirmeyi hedefliyorum.

-Yarışıyor olmak sizde nasıl bir duygu yaşatıyor?

Yarışmak benim için çok büyük bir tutku. İnsana inanılmaz bir adrenalin veriyor ve bu insanda bağımlılık yapıyor. Yarışırken vücudunuz bir adrenalin salgılıyor ve bu adrenalinin bağımlısı oluyorsunuz.

-Geçtiğimiz sezon en zor ve en keyifli yarışlar hangisiydi?

Aslında her ikisi de İzmir yarışları. O hafta sonu çok hızlıydım. Yarış başladı, ben açık ara gidiyorum, 6’ncı turda sanırım, arada yarım tur fark var. 5-6 tur sonra tempomu düşürdüm, 1.05 ile döndüğüm pisti 1.08-1.09 ile dönüyordum. Bambi virajına geldiğimde yumuşak bir fren dokunuşu sonrası arabanın aks bağlantı parçası kırıldı. O kadar hızlı olduğum ve açık ara fark yaptığım 3’ncü ayak yarışında damalı gördüm ama sonuncu oldum! Benim için en trajik yarış buydu.

-İdealinizde yarışmak istediğiniz bir otomobil var mı?

GT2 yapmak. Önceden de kurgum hep bu şekildeydi. İntercity Cup’larda yarıştığım yıllarda, ardından 2-3 yıl TCR kullanayım, sonrasında ise GT2’ye geçeyim. GT2’nin benim için uygun seviye olduğunu düşünüyorum. Bir ay önce İtalya’ya gittim, Maserati’nin MS20’sini test ettim, bu sene 1-2 ayak deneme yarışı yapıp 2025’te de yarışmayı düşünüyorum.

-2023’den aklınızda ne kaldı?

Şampiyonluk! Şampiyon olmak güzel bir şey. Yarışmak güzel bir şey. Bundan sonra hedefim, GT serisinde yarışmak ve podyumda yer almak. Şampiyon olmak kolay değil, hele ki Avrupa arenasında. Ama elimden geleni yapacağım ve güzel de geçeceğine inanıyorum.

Barkın Pınar’ın bu özel röportajının tam metnini Ralli Dünyası Dergisi’nin 257’nci sayısında okuyabilirsiniz. Dergiyi düzenli olarak edinmek için burayı tıklayıp bilgi alabilirsiniz. | 12 Şubat 2024 : 14.00

Yorum yaz

Oturum aç