Her şey yeniden başlıyor

Prologe etabı bizim için güzel geçti, ama etaplar bizim araca göre uygun değildi, çok dardı ve SSV’yi yolda tutmakta zorlandık. Dediğim gibi, herkes arabasına alışıyor, öyle olduğunu da gördük, herkes felaket gidiyor. Podyuma çıkmak eskisi kadar kolay değil. Bu yarışta biz şanslı, arkadaşlarımız şanssızdı, yoksa, bizi geçerlerdi. Bu yarışta lastik patlatmadık ama son etap, salıncağın cıvatası koptu son 5 km kilometreyi yavaş yavaş gelmek zorunda kaldık. Yarış başladığında etaplar çok sertti, çok araba kaldı. İlk defa bu kadar sert bir parkurda yarıştık. Her etap birinin arabası arıza yaptı. Arabayı da çok kollamak gerekiyordu, ama bize uygun bir etap değildi. Diğer ekiplerden bu kadar fire verilmesini beklemiyordum. Bu seferki Bursa’nın alıştığımız etaplarından değildi. Bambaşka bir coğrafya çok farklı etaplar. O kadar dardı ki, durarak geçtiğimiz yerler vardı.

Servise girerken farklı bir uygulama oldu; karnede minimum 1, maksimum 15 dakika diye bir ibare vardı. Biz de 1 dakika geçtiği için karnemizi verdik. Açıkçası karnede bir saçmalık vardı. Normalde karneyi vermek için 15 dakika zaman olurdu ama karnede 1 ile 15 dakika arası diye yazıyordu. Kopilotum Mert, bana sordu ‘ne yapıyoruz?’ diye, ben de ‘ver’ dedim. Çünkü ‘minimum 1, maksimum 15’ diye yazıyordu. Sonra, dediler ki, ‘erken girdiniz, ceza yazılacak’.. Ben de ‘karnede 1 ile 15 dakika arasında girebiliriz diye yazıyor’ dedim. Konu ile ilgili olarak federasyonun kitabında da toplama alanları konusunda ceza konusu ile ilgili bir şey yok. Kitapta ‘şu maddeye bakın’ deniyor ama o maddede ceza bilgisi yok.

Bursa’dan aklımda kalan, köyde karşılaştığımız saldırı kaldı. Köylüler soplarla yarış arabalarına saldırdı. Bir gün öncesinden oradan geçerken bizleri uyarmıştı görevliler. Sorun, köyün içinde 30 km hız sınırı var ve biz her zaman bu kurala uyuyoruz ama herkesin uyduğunu sanmıyorum, oradan gazlayarak geçenler de oluyordur. Köylüler de haliyle buna kızıyorlar, ama onlar da hızlı gidenle yavaş gideni ayıramıyor ve herkese tepki veriyorlar. Köylülerin de yarışçıların da yaptıkları çok yanlış. Köylüler çöp konteynerlerini çekmişlerdi yolun ortasına ve yolu kapatmışlardı. Bunun haricinde yarış genel olarak güzel ve keyifliydi. İlk defa bir yarışta bu kadar rekabet vardı ve bu durum gerçekten çok hoşuma gitti. Rekabet olmazsa bu işin tadı çıkmaz ve sürekli gerilersin. Bursa’da podyum benim için sürpriz oldu. Abdullah, çok iyi analiz ve strateji kurabiliyor, ben ise yapamıyorum. O, ne derse çıkıyor. Bana, finişe doğru senin salıncak kopacak dedi, 5 km kala koptu, çok şaşırdım.

Bence Bursa sonrası şampiyonanın gidişatı komple değişti. Artık herkesin iddiası var. İlk yarışta Derin 1, Arif 2, Yağız 3, ben, Ali (Çetin) 5 ve Kenan 6’ncı puanları almıştık. Bu yarışta her şey değişti; ben 1 oldum, Apo 2.. Yağız puan alamadı. Abdullah ilk yarışta yoktu bu yarışta 2 olup puan aldı. Kenan ise puan alamadı. Şampiyona yeniden başlayacak gibi bir şey. Bu konuda Derin ve biz çok avantajlıyız, iki yarıştan da puanlarımız var. Üçüncü yarışa katılmayacak iki isim olacak. Arif ve Kenan takip etmeyecekler diye biliyorum ve bu durum elbette klasmanı etkileyecek. Ben ise rekabet olsun, işin zevki çıksın istiyorum. Rekabet olmazsa bir anlamı yok. Bolu’nun etapları bildiğim kadarıyla güzel. Umarım yağmur olmaz çünkü yağışlı bir hava olursa zorlaşır, kilometreleri de bildiğim kadarıyla çok uzun. Son ayak İstanbul’un Göçbeyli taraflarında yapılacağı söyleniyor. Hepimizin bildiği ve yarıştığı etaplar olur. Yarışçıların çoğunluğu burada olduğu için İstanbul’da kayıtlar yüksek olur.

Bence, Baja’da bir gün seyirci etabı yapılmadıktan sonra ilgi buradan öteye gitmez. Gelenler iki saat bekliyor etaplarda ve iki dakika seyredebiliyorlar. Mesela pazar günü tüm gün seyirci etabı yapılabilir diye düşünüyorum. Ormanda değil de etapta yarıştırırsın ve belki ayrı bir puantaj sistemi getirilebilir. O zaman inanılmaz işler olur, seyirci de çok artar sponsor da gelir. Cuma günü yaparsın bir etap, cumartesi günü yaparsın iki etap. Pazar günü ise prologe etabı gibi 4-5 saat seyirci etabı yapar ve ayrı bir puan veririsin.

Biz yarışlar öncesi strateji yapmıyor ve her yarışa yarışlara gazlamak, keyif almak için gidiyoruz. Gazlamasak belki şampiyonada birinci olma şansımız artar ama ben yapamam onu sevmiyorum. Zevk almadıktan sonra bu işi yapmanın bir anlamı yok. Bundan sonra Maverick R ile yarışacağım, T4’ü satmak niyetindeyim. Maverick X3, bence Bursa’da çok daha avantajlıydı. Çünkü, etaplar gerçekten çok dardı. Bu yarışta maratonda kullandığım lastiklerle yarıştım, yeni 10k kalın lastik getirdik, patlamıyor. Maverick’lerin hepsi bunu kullanıyordu. Doğru havayı da basarsan patlamıyor kolay kolay. Abdullah, bir taşa çarptı ve lastik balon yaptı ama ona rağmen patlamadı. Ben de maratonda bir kayaya çarptım, normal lastik paramparça olurdu. Lastik patlasa dahi janta kadar inmiyor. Biz, hiçbir şeyi kimseden saklamıyoruz. Lastik konusunda olduğu gibi iyi bir şey olduğu vakit herkese söylüyoruz.  Biz, parkurda yarışarak kazanmak istiyoruz. Yoksa bildiğimiz her şeyi herkese anlatmazdık. Herkese söylüyoruz, aramızda gizli saklı yok. Herkes bizim gibi aynı kafada ve etapta geçmek niyetinde. | 1 Ekim 2024 : 16.00

Yorum yaz

Arşiv

Kategori

Oturum aç