Arabamı taşladım!
Şahintepe tırmanmaya ilk kez katıldım. Asfalt kötüydü, bozuk bir zemini ve çok tümsek vardı. Benim aracın çok hafif olduğu için ben düz bastığımı hissedemedim desem yeridir. Çok fazla zıpladı, ikinci antrenman çıkışımda kaputum açıldı. Aslında mandalları sağlam takılmıştı, fakat o kadar çok zıpladım ki, bundan dolayı sanırım kaput açıldı. Hızlı gidiyordum, birden ön camda kaputu görünce anlık bir korku hissettim. Çünkü, ilk defa böyle bir şeyle karşılaştım. Adrenalin patlaması oldu herhalde ve bu hoşuma da gitti. Ani fren yaptım, düzlük bir alanda hızlı da gidiyordum. Kaput bir anda açılınca istem dışı direk frene bastım. Sert bir frenle durdum. Sonrasında kaput mandallarını yerine oturtmak biraz zor oldu. Mandalları deliğine oturmakta zorlandım, bulduğum bir taşla mandalı yamultmaya çalıştım, sonunda takmayı başararak finişe doğru yoluma devam ettim.
Bu arada egzozum delindi. Sanırım zıplamalarda kırılmıştı. Serviste hemen kaynatıldı. Şanzımanla ilgili bu kez bir sorun yaşamadım. Saxo ile bu üçüncü yarışım olduğu için alışmış olmam lazımdı ama aldığımdan beri şanzıman sorunu yaşayorum. Buharkent’te antrenmanlara çıkamadım, Kütahya’da seramonik starta gidemedim, yolda kaldım. Hep bir sorun yaşadım. Şahintepe’nin ikinci çıkışında kaldım ve yarışı bıraktım. Çok üzüldüm, çünkü maddi manevi çok emek sarf etmiştik. Servisim olmasaydı bu arabayla ne yarış ne antrenman bitiremezdim. Kütahya’da gecenin bir vakti şanzımancı bulduk, gece 3-4’e kadar şanzıman indirildi ve yapıldı. Araca alışamadım desem yeridir, çünkü düzgün bir antrenman ve düzgün bir yarış çıkarmayı şükreder hale gelmiştim.
Bursa’da ikinci çıkışta araba teklemeye başladı. Sanki benzin gelmiyor gibiydi ve ben önce acaba benzin koymayı unuttular diye düşündüm, ama elbette öyle bir durum yoktu. Sonrasında arabayı tekleyerek te olsa bir şekilde finişe götürmeye çalıştım. Gitmeyeceğini anladım ama yine de denedim. Bu arada gözüm de aynadaydı, arkadan gelen olursa engel olmamak adına. Baktım olacak gibi değil, etabın müsait bir noktasına çektim ve durdum. Orada bir sinir boşalması mı desem, hadi maddi tarafını geçtim ama ortada bir emek var sonuçta, gece gündüz çalışıldı, adeta dünyam başıma yıkıldı ve çok üzüldüm. O sinirle arabamı taşladım. Hatta arabayı uçurumdan arabayı yuvarlamak istedim fakat yürümedi! Ben, damarıma basıldığında aşırı agresifleşiyorum. O anda da araba sinirime bastı ben de arabamı taşladım. Arabayı şeytan gibi gördüm ve gözüm bayağı döndü diyebilirim. Havada çok sıcaktı, içim içime sığmadı, tulum içinde o yorgunlukla böyle davrandım. Şu an bitime iki yarış kala sezonu kapama kararı aldım ama kafama da esmiyor değil, zevkine devam edeyim diyorum. Fakat Saxo’dan çok soğudum, o kadar ki otomobilimi taşladım! Kaya parçaları attım üstüne, Darlık’ta otomobille inatlaşmak adına direksiyona geçebilirim, öyle bir yanım da var. | Fotoğraf: Yasemin Erikli Bulak arşivi, sosyal medya, Murat Yurt, 12 Ağustos 2024 : 15.22