Mahsuplaşamadıklarımızdan mısınız?
Malum bu sezon önce pandemi nedeniyle ertelendi, sonrada pandeminin ikinci dalgası nedeniyle komple iptal edildi. Tabi ki aracını hazırlayanlar için yapılabilecek bir şey yok, kimse böyle olsun istemezdi, en azından bardağın dolu tarafından bakınca gelecek sezona birçok yarışmacının aracı şimdiden hazır oldu.
Evet takımlar için de maalesef yapacak bir şey yok mecburen bu sene yaşadıkları durumu işletme zararı olarak yazacaklar ama en azından gelecek sezon bu zararı çıkartma ümitleri var.
Fakat iki konu var altını çizmek istediğim. Birincisi ulusal ilk iki yarışa katılan yarışmacıların ödemiş oldukları kayıt paralarını federasyon geri ödemeli diye düşünüyorum. Ulusalda olsa yarışa, ortada bir şampiyona olduğu için katıldı katılanlar. Şampiyona yapılamadığına göre sigorta hariç kayıt paraları ödenmeli ki kimsenin aklına farklı bir şey gelmesin.
İkinci konu ise lisans ücretleri. Şimdi birçok yarışmacı lisansını aldı. Gelecek yıl yanlış anlamamışsam lisans işlemleri il spor müdürlükleri tarafından gerçekleşecek. Peki o zaman bu sene lisans ücreti ödeyenler gelecek yıla nasıl mahsup edilecek. Hayır zaten sezon başında lisans ücretlerinde ciddi bir indirime gidileceği açıklanmıştı bu söz tutulmadı, en azından federasyona güvenerek lisans alanların lisans ücretleri geri ödenmeli.
Bu arada ilgililer meseleye üç beş lira diye değil de hak hukuk meselesi olarak yaklaşırlarsa, benle aynı noktada buluşabilirler. Hayır zaten Formula 1’de hizmet parasıydı, WRC’de yarı yarıya düşen promotör payıydı derken kasada para kalmış olması lazım.
Unutup bakmamışsanız ben söyleyeyim size.
*****
İstikrara kavuşunca istikbale de kavuşuruz
Daha sonra yine benim kalemimden okuyacağınız bir çalışma için ara ara oturup notlarımı karıştırıyorum. Yine öyle bir araştırma üstünde bir konu dikkatimi çekti.
Federasyonumuz 1992 yılında kuruldu ve 28 yıl oldu kurulalı. Bu yirmi sekiz yılı üç döneme ayırsak.
Birinci dönem (1992-2000) ; kuruluş. İkinci dönem (2001-2010); kurumsallaşma ve yükselme. Üçüncü dönem ise (2011-2020) istikrarsızlık ve gerileme olarak tanımlanmasının yanlış olmayacağını düşünüyorum.
Kurucu başkan Oyman Atabay federasyonu beş yıl yönettikten sonra 1997 yılında Mümtaz Tahincioğlu başkanlığa geldi. Bu dönem kuruluş, planlama derken böyle geçmiş gibi. 1992-2000 yılları arasında sadece iki isim başkanlık yaptı. 1993 yılında Türkiye’nin ilk asfalt pisti olan Körfez Yarış Pisti ve o zamanki adıyla İzmir Pınarbaşı Pisti (Şimdinin Ülkü Yarış Pisti) bu dönemde yapılmışlar.
Sporun ikici döneminde ise sadece Tahincioğlu başkandı. Bu dönemde kurum olarak o zamanki adıyla TOMSFED yani federasyon başarılı bir kimliğe kavuşmuş. ERC, WRC, Formula 1, WTCC gibi uluslararası popüler organizasyonlar ülkemize geldi ve arka arkaya defalarca yapıldı. Ulusal yarışlar aynı şekilde oldukça kaliteli organizasyonlarla seyirci karşısına çıktı. Pist kupalarında zirveye ulaşıldı. Tesis yatırımını yazmaya bile gerek yok işte geçtiğimiz ay Formula 1 organizasyonu ile tekrar dünyanın gündemine oturan pist orada duruyor. Bu dönemde tek başkan vardış ve mükemmel işlere imza atıldı.
Son dönemde ise Mümtaz Tahincioğlu, Demir Berberoğlu, Metin Çeker, Serkan Yazıcı ve mevcut başkan Eren Üçlertoprağı görev yaptı. Bu kadar istikrarsızlığın sonucu olarak sporumuz son on yılda geriledi. Göreve gelen bütün başkan ve yönetimler her ne kadar başarılı işlere imza atmayı amaçlasa da ya zaman yetmedi ya da siyasi çekişmeler icraatın önüne geçti. Yeri gelmişken bu durum hiçbir başkan ya da yönetimin suçu değil tabi ki.
Demir Berberoğlu 6 ay 10 gün başkanlık yapmasına rağmen Tosfed kupası gibi amatörü destekleyen çok güzel bir lig ortaya çıktı. Diğer taraftan Serkan Yazıcı’nın başladığı günden bıraktığı güne kadar sporu nereden alıp nereye getirdiği ile ilgili kimsenin bir sözü olabileceğini sanmıyorum. Eğer Serkan Başkan bir dönem daha devam etseydi, işte o zaman iki binli yıllardaki gibi yükselen trend aynı hızda devam ederdi. Metin Çeker’in en büyük sorunu hem sporun hem de ülkenin siyaseti olurken, son başkanın şansına malum pandemi patladı. Ama nedeni ne olursa olsun, spor hep geri gitti. Spor yatırımları ülkemizde yıldan yıla katlayarak arttış fakat otomobil sporlarında ne bir tesis yapıldı ne de bir çivi çakıldı.
Şimdi bu kadar şeyi neden yazdım söyleyeyim. Öyle görünüyor ki yönetimdeki istikrar spora doğrudan etki ediyor. Geçmiş için elimizden gelen bir şey yok fakat bu saatten sonra emaneten değil de asaleten gelecek olan başkanı iki dönem seçecekmişiz gibi düşünelim de sporda ilk defa uzun vadeli bir plan yapmış olalım derim.
Siz ne dersiniz?
*****
Camianın şiir sevgisi
Geçtiğimiz hafta Aydın abi aradı, yazılarımın arasında iki hafta önceki şiirin çok okunduğundan bahsederek patlat arada bir, bak ilgi de var dedi. Bende kendisine; “Aydın abi o zaman basiretsiz bir yönetimle gelinen noktadan aldığım ilham vardı da yazdım. Şimdi ne ben aynı hataları sporun yönetiminden bekliyorum ne de sen benden böyle bir şiir uyarlamayı bekle” dedim.
Sanırım anlaşıldı, anlatmak istediğim.
8 Aralık 2020 : 11.30
Son Yorumlar