Sil-me yönetim şekli
Alışık olmadığım bir hafta geçirdim geçtiğimiz hafta. Öyle ki yoğunlaşan günlük rutin tempom Formula 1 sonrası alınan sezon iptal kararı ile iyice karıştı. Hem telefondan hem de sosyal medyadan o kadar çok mesaj ve bildiri geldi ki 20 Kasım Cuma günü her ne kadar yazı günüm olmasa da haftaya bir parantez açma gereği duydum.
Yazının yayınlanması ile özellikle sosyal medyadan gelen mesajların sayısı oldukça arttı. Bana yazanların büyük bir kısmı sporcu idi. Kalanlar ise kulüp ve gözetmenler.
Özetle sporcular zaten zor bela motive oldukları yarışların bu zaman dilimine alınmasına sonrada bu kadar kısa zaman kala iptal edilmesine tepkiliydi. Kim ne kadar çok hazırlık yaptıysa tepkisi de bir o kadar büyüktü.
Kulüplerden gelen mesajlar daha çok yarış iptallerinin doğru karar olduğu yönündeydi. Zaten yarışları da kendileri yapmayacağı için onlar açısından bu sezon bir değişiklik yoktu. Yani sezon başında federasyonun yarışları kendisinin yapacağını açıklamasının ardından zaten kulüpler bu sezon sadece izleyici modunda idi.
Gözetmenler ise özellikle Formula 1 yarışında test bile yaptırılmadan görev verilirken şimdi sağlık nedeniyle iptal kararını eleştiriyorlardı. Bu arada bu arkadaşlara hangi mantıkla test yaptırılmadı bir zahmet onu da açıklasın yetkililerimiz…
Buraya kadar az çok hemen herkesin tepkisi bence normal. Fakat ilginç olan bana mesaj atan kimsenin sosyal medya hesabına baktığımda bir tepki görünmemesi oldu. Genellikle kayda değer gelişmelerin geçtiği sosyal medya yazışmaları cep telefonuma ekran görüntüsü olarak düşerdi. Kimse yanlış anlamasın sadece dikkatimi çekip takip etmem için, yoksa biz ne federasyonuz ne de bir başka yapı. Ekran görüntüsü gelen birçok gönderiyi yerinde bulamadım. Biraz araştırınca da üzücü bir sonuca ulaştım. Tahmin ettiğiniz üzere gönderiler ya da yorumlar sildirilmişti.
Federasyonun kendi hesaplarına gelen yorumların silinmesine biz henüz alışamamışken buna alışmamız biraz zaman alabilir doğrusu.
Bir diğer taraftan acaba böyle şeylerle uğraşmak yerine yarışları ‘zamanında’ yapmakla ilgilenilse bu sezon herkes mutlu olmaz mıydı diye de düşünmüyor değilim.
Benden sildiren zihniyete küçük bir tavsiye…
Sizler de insansınız tabi ki hata yapabilirsiniz. Hatta böyle kimsenin alışmadığı bir kaos döneminde hata yapmanız bir yere kadar anlaşılabilir de. Fakat hatanızın eleştirilmesine tahammülünüz yok ise buna anlayış gösterilmesini beklemeyin. Eleştirilerden size düşen onları sildirmek değil, anlayıp aynı hataları gelecek sene yapmamanız olmalıdır. Malum gelecek sene de siz yöneteceksiniz bu sporu.
*****
Yönetim değişikliği
Bu fikir, sporumuzun başarılı ismi Halid Avdagiç’in fikri. Daha doğrusu herkesin kendi arasında konuştuğu bu durumu ilk defa Avdagiç ajansta yaptığı röportajda söylemiş. Özetle sporcunun ve sporun sorunlarını kendine dert edinecek, çözüm bulacak, otomobil sporları ekonomisini büyütebilecek bir yönetime ihtiyacımız olduğunu açıklamış.
Burada iki konuya değinmek istiyorum.
Birincisi; evet, federasyon pandemi sınavını ilk başta güzel götürdü, fakat sonuçta sınavda kaldı. Evet federasyonun güvenirliği arka arkaya uygulanan hatalı kararlarla tartışma konusu oldu. Evet, federasyon Formula 1 organizasyonunda kendini tedarikçi konumuna koyarak kurumsal bir değer kaybetti.
Fakat…
Bence herkesin ve her yönetimin bir şansa mutlaka ihtiyacı vardır ve 2021 sonuna kadar federasyonumuzun kendini toparlama yılı olmalıdır. Bu nedenle ben bu sene çok daha doğru kararların alınıp uygulanacağını, karar alırken sporun bütün paydaşlarının hesaba katılacağı ve başta sporcuların gönlünün fethedileceği bir sene olacağına inanıyorum. Aksi durumda zaten kimsenin kişisel çıkarı bu yönetimin kalmasını sağlamayacaktır.
İkincisi ve farklı bir yönden,
Malum federasyon yönetimleri seçimle göreve gelirler. Seçimi delegeler oluşturur ve bizim mevcut delege belirleme sistemine göre delegenin çok büyük bir kısmı kulüplerden oluşmaktadır. Alınan kararlar kulüplerden sporculara, görevlilerden gözetmenlere hemen herkesin spordaki kaderini etkilemektedir.
Bu noktada bence ilk genel kurulda mutlaka konu masaya yatırılmalı ve sporcunun da söz sahibi olacağı kulüplerinde ağırlıklarını koruyacağı bir delege sistemi oluşturulmalıdır. Aksi durumda bu dengesizlik artarak devam edecektir.
Yani başkan ve yönetim değişikliğindense delege sisteminin değişmesi sporun geleceği açısından daha doğru olabilir.
*****
41 kere maşallah
18 Şubat 2020 tarihinden itibaren burada yazıyorum. Okumakta olduğunuz yazım “Başkent Yokuşu” başlığındaki köşemde yayınlanan 41. yazım. Bu zamana kadar kimse yazılarıma karışmadı. Ne bir nokta sildirdi ne de bir virgül ekletti. En başta nasıl anlaşmış isek öyle de devam etti.
Ralliajansı’na bu nedenle teşekkür ediyorum.
24 Kasım 2020 : 09.53
Son Yorumlar