Bugün 10 Kasım..

İşte yine bir 10 Kasım sabahı…

Ben bu satırları 9 Kasım gecesi yazsam da biliyorum ki yarın sabah 9:05’de hayat duracak..

Hemen herkes Ulu Önder Atatürk için her yıl olduğu gibi iki dakikalık saygı duruşunda bulunacak.

Sosyal medya hesapları kurumundan şahsına, ünlüsünden ünsüzüne saygıyla anıyoruz mesajları ile dolacak.

Bütün herkes ne kadar duyarlı olduğunu,

Atatürk’ü ne kadar çok sevdiğini bir başkasının gözüne sokarcasına anlatmaya çalışacak.

Kimse geri kalmayacak, her zaman olduğu gibi.

Atatürk’e saygı konusunda..

Daha Cumhuriyetçi bir ülke?

Daha Milliyetçi bir yaklaşım?

Daha Halkçı bir anlayış?

Daha Devletçi bir yönetim?

Daha Laik bir duruş?

Nerede İnkılapçı bakış açısı demiyorum hadi..

En azından saygı, bıraktığı emanetleri kişisel çıkarları bir kenara koyarak korumaktan geçmez mi?

*****

Rahatsız olduğum iki husus var

İlk sözüm Tosfed’e!

Formula 1 organizasyonu ile ilgili İntercity’nin ve Vural Ak’ın adını hiçbir kaynağınızda geçirmediğinizde karşınızdakilere zarar mı veriyorsunuz yoksa insanları kendinize güldürüyor musunuz? Böyle basit konular üzerinden yürüttüğünüz siyasetin ne otomobil sporlarına ne camiamıza ne de size faydası yok, hâlâ fark etmediniz mi?

*****

İkincisi İntercity yöneticilerine!

Neredeyse baştan sona Tosfed’i hedef alan bir köşe yazısını kişisel olarak beğenebilirsiniz. Ben de yerinizde olsam çok beğenirdim. Fakat kurumsal iletişim yüzünüz olan sosyal medya hesaplarınızda yayınlamanız doğru oldu mu? Ben sizinle aynı fikirde değilim. Hatta siz beğenmekten öteye geçip paylaştığınız için yazının bendeki ve benim gibi düşünenlerdeki etkisi düştü.

Ha bu arada diyeceksiniz ki bir başka yayınını da bütün federasyon paylaşmıştı. Hani Formula 1’in nasıl geldiğini anlatan, şu asıl kahramanın Tosfed yönetimi olduğunun abartılı bir şekilde üstünden geçildiği programı. Zaten onun da algısı aynı sebeplerden dolayı fazlasıyla düşmüştü. Sonuç olarak, Sporu kalkındıracak iki paydaşın medya üzerinden verdiği sınav bence başarısız. Ne böyle siyaset olur ne de bu şekilde algı yönetilir.

*****

WRC 2021’de var

Bu sene ilk defa ben yazmıştım WRC geliyor diye. Bir tarafıyla bana gülen federasyon çalışanları bile inanmamıştı ama inanmadıkları yarışı da kendileri yaptı yine, o da ayrı mesele.

Şimdi ilk defa yine ben yazıyorum rahat olun, yarış takvime girecek.

Ben ne müneccimim ne de falcı. Sadece ben bu filmi çok izledim.

Aslında hepimiz küçüklüğümüzden beri çok izledik ama farkında değiliz.

Adam dünyayı kurtarır. Kız adama aşık olur. Adam amacına ulaşır.

Yani senaryo gereği bize bir kahraman lazım yoksa film gişe yapmaz.

Kim kahraman, kız kim ya da kimler, amaç ne?

Artık onu da yazmayım siz düşünün daa.

*****

WRC-Marmaris-Antalya üçgeni

İlk olarak şuradan başlayalım ben WRC’nin bu şartlarla ülkemizde olmasına karşıyım. Bu kadar para verilmesi bence de yanlış. Ama madem bu yarış ülkemizde yapılıyor o zaman organizatörün kendini en rahat hissedeceği, yani her açıdan en hâkim olduğu bölgede yapmasını ben doğru buluyorum. Çünkü yarışın bürokrasi yönü organizatörün kişisel çevresiyle ancak doğru şekilde yürütülüyor.

Diğer bir taraftan da İstanbul’da yapsalar Neden her şey İstanbul’da? diyeceğiz…

İzmir’de olsa Ege zaten otomobil sporlarında güçlüydü? diyeceğiz.

Ankara’da yapsalar diyemiyorum bile burada da at izi it izi muhabbeti muteber sporda şimdilik.

Eskişehir’de yapsalar ERT’de orada değil miydi? diyeceğiz.

Serkan Yazıcı başkandı Marmaris’te yapıldı.

Eğer Ümit Ülkü başkan olsa idi bence haklı olarak İzmir’de yapılması gündeme gelirdi.

Ben başkan olsaydım Çorum’da olmaz mıydı WRC?

Tamam tamam, sakin olun, şaka yaptım.

*****

Bana neden soruyorsunuz ki?

F1’e beş gün kala soran sorana. Kimsede cesaret yok ben buradan açıkça sorayım o zaman muhataplarına.

Başkanımız Eren Üçlertoprağı yok saydığı birinin işlettiği piste gitmeye tenezzül edecek mi?