Acımasız zaman

Zamanın su gibi akıp gittiğini, birçok kez yazılarımda da ifade ediyorum.

Koşuşturmalarımızda, değil günü, haftayı, ayı, yılı dahi ıskalıyoruz.

On beş gün öncesiydi, ekranıma dahi not düştüm. Fakat, bugün,

Derginin yeni sayısı ile ilgili öylesi bir yoğun güne denk geldi ki,

Akşam ekran başına geçip te kendi notumu görünce, çakıldım kaldım.

Şevki abimizi kaybedeli tam bir yıl olmuştu.

51 hafta, 12 ay, 365 gün. Ne çabuk geçmişti koca bir yıl!

Şevki abisiz çıkardığımız sayılarda başyazar (4.) sayfamız boş kaldı.

Nedense elim de gitmedi, bu sürede kendim de dergi için yazılar yazamadım.

Bugün bir kez daha fark ettim ki, insanın yakın birisi için yazması ne kadar zor.

Bu kez kelimeleri dizmekte gerçekten çok zorlandım.

Mekanın cennet olsun Şevki abi, seni unutmayacağız.

*****

15 Kasım’da İstanbul Park’ta F1’i canlı seyretme hayalim yok oldu.

Elbette bu seyircisiz olacağını biliyordum ama açıkçası yine de,

Fotoğraf çekmek için bariyerlerin arkasında olmayı umuyordum.

Gün içinde koştururken, bir mesaj attım Ahmet’e..

O, pası Buğra’ya verdi. Buğra da Mert’e. Golü ise Mert attı.

Intercity’in son dönem PR şirketinin sorumlusu.

Dedi ki, ‘maalesef medyanın takibine de kapalıyız.’

F1’in pandemi gereği katı kurallarından bahsetti.

Dünyadaki tüm yarışları gezen 15 artı kendi fotoğrafçıları ve;

Her ülkenin 2 fotoğrafçısına akreditasyon kotası vardı.

Intercity de kotayı TRT ve AA’dan yana kullanmıştı haliyle.

Kısaca, DHL Turkish GP bana kuş uçuşu bir mesafede ama..

Aslında, ulaşılamayacak kadar uzakta olacak, tabii medya için de.

Bizlerde ekranlardan, tıpkı önceki yarışlar gibi takip edebileceğiz.

*****

Ajans yazarı Mesut’un (Bıyık) son yazısında yer verdiği bir konu;

WRC’deki magazin gazetecileri ve bunun spor adına artısı.

Ben aynı kanıda değilim, önce bunu belirteyim.

Ayrıca magazin gazetecilerini de asla yermediğimi..

Çünkü, adı üstünde magazin, yarış ise sonuçta bir spor.

WRC için Marmaris’te asıl ‘spor basını’ görmek isterdim.

Ama, evet, ulusal basın sporumuza karşı üç maymunu oynuyor.

Yıllardır görmüyor, izlemiyor, konuşmuyor, bilmiyorlar.

WRC’ye kafalarını uzatmamaları da çok şaşırtmıyor beni.

*****

Asıl şaşırtan ise spor basınını WRC’ye çekmekle görevli olanlar.

Kısaca federasyonun medya kısmı, asıl sorun kaynağı.

Belki yirmi yıla yakın süre oldu, başkanlar değişti ama,

Ne hikmetse, aynı medya delegesi hep yerinde!

Ne diyeyim, belki vardır onca başkanın bir bildiği.

Fakat, asıl spor basınını parkura çekilememesi yerine,

Magazincilerin öne çıkarılması en hafifinden, iş bilmezlik.

Magazin gazetecilerinin satırları bu spora renk katabilir.

Fakat beklendiği gibi bir şey kazandırmaz.

Aynı gazetelerin spor yazarlarını çekebiliyorlar mı yarışlara?

Asıl o zaman yaptıkları işe şapka çıkartılır.

Medya ile iletişim, özen ister, tecrübe ister, bilgi ister, saygı ister.

*****

Çok yıllar önce, benzer bir aksiyonun tam merkezindeydim.

O zaman sigaracılar oyun kurucuydu ve ben de birinin medya danışmanı.

Magazin değil ama gazete köşe yazarlarından birkaçı yarışta misafir edildi.

Bazıları birkaç gün üst üste köşelerinde yazdılar, detaylıca.

Haliyle bu sonuç şirketin de işine geldi, PR değeri yükseldi.

Şirketin PR ve medya sorumlusu da çok sevdiğim yakın bir arkadaşımdı.

Sevgili İpek Bayrı, kulakları çınlasın. Az emeği yok üzerimizde.

Spor yazarı dışında hiç biri, spor yazarları kadar ses getirmedi.

Getiremezdi de, çünkü işin doğasına aykırı. Ki, İpek’in küpür dosyaları,

Şimdikiler gibi cılız değildi. Kantarda ağırsıklet tartardı.

*****

Ben, bu durumu menü ile izah ediyorum, kısaca.

Magazin, menünün tatlı bölümü, şüphesiz renkli ve göz alıcı.

Fakat ana yemek olmadan tatlı yenir mi?

İşin doğrusu; önce spor yazarları spor sayfalarında yazıp çizecekler..

Ardından yazarlar köşelerinde yorumlayacaklar.

Peşine ise magazinciler, eğer varsa, magazin kokusu ile tatlandıracaklar.

Üstelik, okuduğum son bir iki yazıda magazinin ‘m’sini dahi göremedim.

Gördüğüm, offical metnin önüne arkasına eklemeler, o kadar.

Bu yazıların spor adına kalıcı etkisi olacak mı derseniz, hiç sanmam.

Kökten çözüm için, zihniyet değişmeli. Tabii ekip te.

Kalın sağlıcakla. | 14 Ekim 2020 : 21.00

Son 70 haber

Yoruma kapalı

Arşiv

Go To Top