Şapkadan ne çıkacak?

Son günler, çok hızlı akıyor.

Her zamankinden de..

Yetişmek; anlamak; yorumlamak;

Katılmak; aktarmak; daha da zorlaştı.

Ben de akışına bıraktım çok şeyi.

*****

Zaten, zor bir haftadan çıkmıştık.

Yarışanlar kadar, 3000 km yol yaptık.

Yorulduk, ama verimli oldu, hem de çok!

Hafta bitmeden, F1’i kucağımızda bulduk.

Belki, bağıra bağıra geldi, ama biz duymadık.

*****

Mutlu olduk mu? Hem de çok!

Fakat bugün bir kroşe daha aldık, üstelik nasılı belli değil!

Ama ülkenin spontanesine çok uygun, merak uyandırıcı.

9 yıl aradan sonra Formula 1’i geri getiren;

Hele ki pandemi günlerinde bizleri aşı bulmak kadar sevindiren;

Spor adına umutları yeşerten, Vural Ak ve Intercity ekibi,

Sosyal medya hesabından yaptığı anonsla bizleri kilitledi.

1 Eylül 2020 Salı günü, haliyle, instagramda canlı takipteyiz.

*****

Merak, insanın ruhunun baş besini.

Yetmiyor, hep fazlasını bilmek istiyoruz.

Mümkünse de herkesten önce ve herkesten daha fazla.

Aradım, sağı solu, yazdım yazıştım, ama tık çıkmadı.

Herkes, benim gibi, o anlarda öğrenenlerden çıktı.

Ya da bildiklerini açık etmediler.

O saatte Vural Ak’ı arayamıyacağıma göre,

Üstelik ulusal gaz’teci olamadığımız için de,

Geri aranmayacağımıza göre, bekleyeceğiz, paşa paşa..

Acaba, intercity, haliyle Vural Ak şapkadan ne çıkaracak?

*****

Bilmiyor olsam da, tahmin hakkımı sonuna kadar kullanmak isterim.

Mesela, F1 haftası, Porsche Süper Cup, veya LeMans, WRX, RX2,

Ya da kamyon yarışları mı? Neden olmasın?

Belki de süpermoto, motoGP veya?

Bunlar, akla ilk düşen kırıntılar ve mümkün.

Fakat bir de mümkün olmayanlar, olamayacaklar..

Mesela, TPŞ, ya da Körfez’de planlanan gösteriler mi?

Hani, aralar iyi olsa belki olabilir diyeceğim.

Ama, zaten limon ötesi soğukluk üstüne bir de yavuz hinlik.

F1’i sosyal hesabından duyurup, nem’alanmak!

Legal imza henüz atılmadan, dışarıdan tiyo almak.

Kime yarar, kim yer, yutar?

*****

F1’i kimin getirdiği, ön ayak olduğu, çaba sarf ettiğini sağır sultan bile bilirken,

Öne çıkma hamleleri sadece tebessüm ettirdi.

Asıl tabessümleri, F1 zamanı yaşayıp göreceğiz.

Kim girecek, görecek, o zaman net’leşecek.

Bu arada baktım, bekledim. Kim yazıp çizecek diye?

Ajans olarak öne çıkmadan önce görmek adına.

Okuduğum tek aykırı yoruma imza atanın hali,

Yarınlarda ben, bizden beter olacak eminim.

Ama hayra yordum, hayrını yaşayıp göreceğiz.

*****

Bugünü ve geleceği düşünüp, düne dönersek eğer;

Aslında bu yazıyı kafamda farklı bir başlıkla kurgulamıştım.

‘Maraton, bir ömre bedel’ diye yürütecektim satırları.

Belki çok yorulmuş olmaktan, belki de,

Beş çuval malzeme sırtlayıp dönmüş olmaktan kaynaklı.

Üzüntüm, bu bir haftada sağım solum boş kaldı.

Bizim medyadan kafasını uzatan da olmadı, davet edilen de..

Bir iki İtalyan, bir iki Hollandalı. Onlar da sanal alemden.

Günlük çıkarılan haber akışını medyada spot haberlerde gördüm.

Fakat, benim, bizim gibi damarlarında yaşasalardı daha farklı olmaz mıydı?

‘Tek’ olmaktan yana haz etmedim bu sefer.

Keşke dedim, çokluk içinde var olsaydık.

Herhalde, bunların ince bir hesabı, ayarı vardır, benim bilemediğim.

*****

Bir de resmen dumura uğradım!

Finiş tak’ının karşısında, anonslar yapıldığında..

Beklediklerim değildi, karşımda bulduklarım..

Şaşırdım ve kızdım, en çok ta kendime.

Günü koştururken akışı gözden fena kaçırmıştım.

Podyum ve takımlar, sarstı beni, kendime getirdi.

Kabul edebilirim, bilgi edinimi kısıtlıydı, iletişim (web) de..

Ama bunlar bahane olamazdı, olmamalıydı.

Kendi namıma eksiklerimin dersini de aldım, notlarını da.

Bakacağız önümüzdeki maçlara.

*****

Maratondaki kazançlarıma gelince.

Çift kol kazandım ekstradan.

Üstelik kalıcı, zımba gibi bir çift kol.

Sinem (kızım) benden çok asıldı deklanşöre.

Geçen sene benim çektiğimden daha fazla motor çekti.

Can (oğlum) tatlı videolar kaydetti.

Ama ben, resmen, dağıldım.

Yarış günleri içinde tasnifi dahi yetiştiremedim.

Maratonun galerisi dahi, bu yazıdan sonra ancak ajansta çıkacak.

İlk defa, bu yarışta yarış günlerinde kayıtlı sohbetler yapamadım.

Ya ben yetiştiremedim ya sporcular o an yorgun çıktı.

Olan, şehre döndükten sonrası yine bana oldu.

Yarış bitti belki, ama benim için değil.

Konuşmalar, sohbetlerim hala sürüyor.

*****

Bu yıl Trans Anatolia daha bir ömre bedel gibi geldi bana.

Özellikle otomobilde rekabet çok dip dibe idi.

Klasman her gün değişti, hatta gün bitimi ile gece yarısı dahi oynaktı.

Favoriler dağıldı -tıpkı benim gibi- ve, sürpriz kazandı.

Adnan (Ofluoğlu), kazanan pilotu ‘challenge kurnazlığı’ ile yorumladı.

‘Podyumun dibine yattı, son gün üsttekiler döküldü, öne çıktı’ dedi.

Uzun bir yarış için ideal bir strateji olduğu apaçıktı.

Mehmet (Becce) ise aynı konuda farklı bir pencere açtı;

“Hiç etap kazanmadan yarış kazandı” dedi.

Öyle ya da böyle, kariyerinin ilk ralli taç’ını böylesi zorlu bir yarışta taktı.

Kum dahil, hiç chek point cezası almadan finiş görmek,

Pilot kadar belki de daha fazlası kopilotunun becerisi, ayrı tebrik gerektiriyor.

*****

Maraton öylesine üst bir leveldeydi ki, tansiyonlara da tavan yaptırdı.

Kertenkele Murat, lakabının hakkını verdi.

Hem parkurdaki rekabette hem mücadele ruhu sergilerken.

Bolkar’da tazı oldu, kum da kazı yaptı.

Tansiyonu yanında yerde yatarken,

Sinem de vizörün arkasından şahane iş çıkardı.

Hani o anda orada ben olsam, daha iyisini zor çıkarırdım.

Hiçbir anını kaçırmadan deklanşöre yüklendi.

Ajansın en çok tıklanan foto haberlerinden birine de imza attı.

En çok mutlu olduğum tarafı ise,

Maraton boyunca anlarını sosyalinden paylaşınca..

Takipçisi hocalarından aldığı mesajlar onu şevk etti.

Beni de fazlasıyla mutlu.

Ne de olsa, radyo televizyon okuyan YZ kuşağının bir üyesi.

Sanırım, iyi bir staj yaptı bir haftada..

Can ise ilk iki gün canavardı, sonra hızı kesildi.

Belki, ekipman yetersiz kaldığı için durgunlaştı.

Fakat, söz verdim, seneye kısmet olursa ve

Allah sağlık sıhhat verir de gösterirse,

Yine maratonda veya başka bir yarışta;

Bu kez bir drone edinip kumandasını vereceğim kendisine.

Şahane iş çıkaracağına şimdiden inanıyorum.

Kısaca, Ajansın familya -çekirdek- kadrosu umut verdi.

Üstüne bir de yeni bir yazar ile söz kestik, inşallah.

Belki haftaya ya da daha erkene okursunuz ajansta.

*****

Dönelim, Intercity’nin sürprizine.

Bakalım şapkadan ne çıkaracaklar?

Salı günün sabırsızlıkla bekliyorum.

Bu arada Pist Günü anonsları da gözümden kaçmadı.

Fakat tarih göremedim. İnşallah yakın zamandır.

Maratonda şunu anladım ki, fena hasret kalmışım yarışa..

Pandemi, takvimleri tuz buz etti ama, çok şükür,

Enternasyonellere dokunmadı.

TransAnatolia’nın arkası WRC, peşi F1.

Sezonu, yılı İstanbul Park’ta noktalamak,

Şahane final olacak, kalın sağlıcakla.

29 Ağustos 2020 : 08.00

Son 70 haber

Yoruma kapalı

Arşiv

Go To Top