2002 | Bir Cup’ta yarışmanın dayanılmaz maliyeti (1)
Dünyada motor sporları hangi ülkede gelişmiş ise, orada yarış, sektör hal geldi ve bu sektörde yüz binlerce kişi ekmek yiyor.. Bluğ cağını geride bırakan motor sporlarımızda henüz gelişmişlik seviyesine ulaşılaman olsa da, şimdilerde garajların hem sayısı hem de iş hacmi artmış görünüyor.
Bir çok motor sporu branşına göre, ama özelikle de ralli gibi çok faktorlü bir branşa göre, daha dengeli bir bütçeye ve de pilot için daha az zaman ayırmasına imkan tanıdığı için, Cup’ların yıldızı iyice parladı.
Zaman içinde, pek çok şey gibi Cup’ların da devrani kah hızlandı kah yavaşladı. Yine de ‘en ucuz yarışma tarzı’ olmasına karşın. artık eskisi kadar kolay lokma değiller.
En basit olanı bile, şimdilerin sıkı sayılabilecek bir bütçe gerekli kılıyor. Bunda paramızın değer yitirmesi kadar, sponsor olgusunun da spordan elini ayağını iyice çekmesi büyük etken. Dün, ortalama bir sponsor ile atılabilinen bir Cup macerasi, şimdilerde birkaç ortalama spansor ile ancak göze alinabiliniyor.
Pistte yarışmak, daha az zaman ve para demek
Özel kupa organizasyonların ülkemizde tutmasındaki en büyük neden, daha hesaplı bütçe ve daha az bir zaman gerektirmesi, Bir de pistin bir noktadan tamamı ile izlenebilme şansı rallilere göre daha avantajlı olduğu şeklinde yorumlanıyor. Zaman zaman pistlerden yapılan canlı TV yayınları da var olan kısıtlı sponsor desteğinin pistte kalmasına zemin hazırlamakta.
Ülkemizde direksiyon başına geçip gazlayan sporcuların dörtte üçü gibi oransal büyüklükte olanları, işadamı olarak şirketlerinin başında ve aktif görev yapmak durumundalar.
Profesyonel sporcu veya desteklenen amatör ama bilekli genç pilot sayısı ise, kalan çeyrek içine ancak sığıyor. Zamanı kasıtlı iş adamları söz konusu olunca, pist yarışan ve özel kupalar doğal bir şekilde yüksek rağbet gördüler.
Bir ralli ile örneklendiğinde antrenmanları ve yarış günleri alt alta toplandığında, sadece bir ulusal ralli için 6-7 iş gününün, üstelik ülkenin farklı kesimlerinde geçirmek zorunda kalınılması, işadamı yarışçıların tercih hakkını olumsuz etkiliyor.
Oysa pistlerde, hatta özel kup organizasyonlarında her yarış maksimum iki gün, o da hafta sonları için, zaman ayırmak yeteri. Antrenmanı da çıkartırsak, geriye sadecece yanş günleri kalıyor. Ülkede sadece iki pist olduğu ve tüm virajlar her pilot tarafindan ezberden adeta yutulduğu için, çok antrenman yapmanın pilota getirisi kondüsyon ve yarışa konsantrasyon ile sınırlı.
Pek çok yarışçı da bu kupalara stres atip haftanın yoğun iş temposundan uzaklaşmak’ gözüyle baktığından, antrenman yapmamak ta fazla bir sorun değil. Bir de bütçeler, ralli gibi komplike bir branşa göre, kıyas dahi görmeyecek derecede hesaplı. Bugün beş yarışlık özel bir kupada yarışmanın bir sezonluk bedeli pistlerde -geçen yıl- 4 ile 9 bin dolar gibi rakamlara kadar indi.
Bütçenin taban yapmasında, geçen yıl ülke ekonomisinin de taban yapması ve kimsenin cebinden dahi olsa yanşmaya para ayırmak istememesi de etkili oldu. Ama bazı organizatorlerin artık otomobil maliyetlerini amorti etmiş olması nedeniyle sadece sezon masraflanını karşılayacak bir rakama kadar geriledikleri gözlendi. Bundaki amaç, pistten düşmemekti. Pistten düşmek, gözden düşmekle eş anlamlıydı. Bir çok organizatör, bu nedenle varlığını koruyamadı.
Özel cup’ların piri Lada Cup
Türkiye’de profesyonel düşünceli özel kupa organizasyonlarının yakın tarihi Lada Cup’lara dayanıyor. Lada Samara’lar, özellikle doğu bloku ülkelerinde ulusal yarışların vaz geçilmez bir arması olarak anılarda kaldı. Balkanların bazı ‘iyice’ pilotları, zamanında o Samara’ları ile gelip bizim yarışlardan da, üstelik hayli ciddi skorlarla geri dönmeyi de bildiler. İşte, zamanının orta karar bir otomobili olmasına karşın, yine de ama özellikle pistlerde yarışmasına pek iyi gözle bakılmayan Lada Samara’lar,sihirli bir organizasyonla bir anda Türk yarış tarihi içinde kendilerine renkli bir sayfa açmasını bildiler.
Şüphesiz,sokaktaki benzerlerinden daha hızlı, güçlü, dayanıklı olarak hazırlandıkları pistlerde Samara’ları öne çıkartan bir önemli unsur, yarışan pilotlar oldu.
Lada Cup’ın organizatörü Ethem Genim, bazılarına ‘eleğini asan’ gözüyle bakılan tecrübeli kurtları Lada ile yeniden yarışmaya ikna ederek ilk önemli adımı attı.
Bu kurtların arasına genç gözü karaları da kativerince, ünü bugünlere kadar gelen ünlü Lada’cılar grubu ortaya çıktı. Lada Cup pilotlarının ortak özellikleri, ‘sert çocuklar’ olmalarıydı. Piste çıktıklarında kimse kimseyi tanımıyordu, üstelik kimse gazdan ayağını bir gram dahi çekmiyordu.
Tecrübe, gözü karalık, eşit otomobiller gibi faktörler sayesinde Lada Cup, zamanının en çok ses getiren organizasyonu olmasını bildi ve özel kupaların bugünlere gelmesine zemin hazırladı. Lada Cup’ta yarışmanın ana şartı, hazırlanacak Samara’lardan birine sahip olmaktı. Üstüne bir de organizasyon ve masraflar için ödeme yapılması gerekiyordu.
Ortalama bütçe ise ilk sezon için 40 bin dolardı. İki ve üçüncü sezonda otomobilin parası düşüldüğü için yarı bütçelere kadar indi. Lada’ları yarışa hazırlama görevi Eşref Evrensel‘e verildi. Topkapı’da bir Lada servisi sahibi olan Evrensel, tüm Lada’lara aynı muameleyi yapmakla yükümlü tutuldu. Bunun anlamı; kimsenin Samara’sına ‘parmak’ atılmayacaktı. Olası yanlış bir durum, kurtları birbirine düşürebilirdi.
Lada pilotları zamanla bir ekol yarattılar. Ne zamanki altlarındaki otomobiller onlara yetmez oldu, organizatör Ethem Genim, kendilerine daha güçlü ve sağlam başka otomobiller hazırlattı. Aynı ekip Lada’dan Tipo’ya ve son olarak ta Palio’ya bindi. Altlarındaki otomobiller değişse de, o kemikleşen grubun rekabetleri hep ses getirdi ve özel kupa organizasyonları onların yıllara dayanan bu çetin rekabeti sayesinde spor kamuoyunda ön plana çıktı.
Aynı grup, geçen sezon son kez Palio Cup’ta yarıştı: şimdilerde yurt dışında Clio Cup’ta mücadelelerini sürdürecekler. Pilotlar yine aynı, organizatör aynı, değişen altlarındaki yine otomobilleri!
Doksanlı yılların özellikle ikinci yarısında var olan, ancak bu varlıklarını devam ettiremeyen diğer özel kupa organizasyonları arasında; Tofaş Uno Cup, Shell Helix Cup, Ford Escort Cup, Ford Escort Sprint Cup, Ford Ka Cup, Ford Ka Press Cup, Saxo Cup sayılabilir.
Bunların hepsi biri birinden farklı özelliklere sahip. Ford, Escort’ları ilk olarak daha bir amatörlere yönelik kuralları olan Sprint Cup’ta kullandı, ertesi sene ise seçili pilotların katıl- dığı Escort Cup düzenlendi. İki sezon yarışan Escort’lar, daha sonra fabrika tarafından isteyene satıldı. Bunlardan bazıları, bazı pilotların ral liler için antrenman aracı oldu. (Devam edecek) / Ralli Dünyası, Ocak 2002, Sayı:22 / 1 Mayıs 2020 : 15.08
Son Yorumlar