İhale
Bu ayki konum, ihâleler..
Devlet kurumlarında kullanılmış, miyadi ömrünü doldurmuş..
Araç satışlarının alımında çok bulunduk ve..
Yüzlercesini alıp restorasyonlarını yapıp..
Ülkemize ve halkımıza hizmet etmesini sağladık
Bu araçlarımızı kimi iş için, kimi keyf ve hobi için alırdı.
Uzun zamandır hiç bir ihaleye katılmadım.
Bodrum’da çok sevdiğim bir abim (Aytuğ) ile telefonda muhabbet ederken..
Vergi dairesinden hacizli bir jeep satışa çıkacağını söyledi.
Olur, bakayım derken de içimden hep, üzülerek düşündüğüm olay!!!
‘Ağlayanın malı gülene hayır etmez’ atasözü geçer
Ne bileyim, ben biraz bu konularda hassasım, duygusalım sanırım.
Araç sahibinin durumu iyi olsaydı..
Veya işleri bozulmamış olsaydı aracı haciz olmazdı.
Neyse lafı fazla uzatmayayım.
Aytuğ abi ile buluştuk, ihale günü, gittik otoparka.
Almayı düşündüğüm Jeep’in sadece iki çamurluk bir kaputu var.
Ne var ne yok sökülmüş üstünden, çırılçıplak..
Zaten araç durumu da evraklarında yazıyor; ‘çoğu parçası eksik’ diye..
Memur arkadaşlar geldi.
İhaleye girecek kişiler olarak kaydımızı yaptırdık.
7500 TL’den açılış oldu ve 50 TL artışla devam etti.
Herkes 50 TL artırırken ben 1000-2000 TL artırdım.
Finalde 12 bin TL dedi birisi, ben 15 bin TL dedim.
Ortalıkta bir sessizlik, ‘satıyoooruummm, sattım’ dedi memur.
İhale bana kaldı!
Ben, ‘aldım’ diye sevinçli, diğer arkadaşlar alamadıkları için üzgün ve sinirli.
İnsan piskolojisini biraz bilirim..
Çünkü yıllardır esnaflık yapıyorum.
Sürekli alan, satan, yaptıran insanlarla iç içeyim.
İhalenin yapıldığı konteynırda bir konuşma yapmam gerektiğini hissettim.
“Arkadaşlar bu aldığım araç, bir çuval civata ve..”
“benim mesleğim olduğu için bu aracın kıymetini ancak ben bilirim”
Karşımda oturan beyefendilere sordum;
“Ne iş ile meşgulsünüz?”
Birisi otelci, diğeri kuaför..
Birileri de il dışından arkadaşları için girmişler.
Tabii ben onlara sorunca, onlar da bana hep birden yüklendiler.
“Sen hayırdır, niye yükselttin bu hurdanın fiyatını?” diye
Baştan da demiştim ya ben biraz duygusalım bu konularda..
Hemen ayağı kalktım, kapıyı kapadım ve..
“Bakın arkadaşlar, ben, Başkan Jeep Murat Usta”
“Bir; ben İstanbul’dan Bodrum’a küskünleri barıştırmaya geldim.”
“jeep’ler sahiplerine, sahipler jeep’lere küsmüş!”
“Sanayiler hurda jeeplerle dolu.”
“Tabii ki bu bedava değil ama sadece usta bulamadıkları için yatan araçları”
“Bu araçları bir şekilde teker teker yapıp, sahiplerini sevindireceğim.”
“İki; bu aracın tüm eksik parçaları bende mevcut.”
“Benim kadar hızlı ve uygun toplayamazsınız”
“Üç; asıl konu bu aracın sahibinin devlete borcu olmasa..”
“Bu araç burada satılık olmazdı”
“Bu araç ne kadar pahalıya satılırsa..”
“Araç sahibinin borcundan o kadar çok düşülecek”
“Gönül isterdi ki daha pahalıya alalım da sahibine de faydamız olsun”
“Hee bir de 50 lira 100 lira arttırma ile bu işler olmaz.”
“İhaleye gelen her şeyi göze alıp limitini bilen olmalı.”
“Satışı gerçekleştiren memurların da mesaisini çalmamak lazım”
Dedim ve dışarıya çıktık.
Orada bulunan beyefendi telefon numaramı istedi.
“Biz de meraklıyız bu araçlara, belki bitince bize satarsın” dedi
Numaramı aldı ve gitti.
Ertesi gün telefonum çaldı, arayan bu beyefendi.
“Ustacım bu aracın eksik tüm parçaları bende, İstersen satabilirim” dedi.
Tabii ki istediği fiyat biraz yüksek olduğundan anlaşamadık.
Ayrıca, zaten benim elimde eksikleri tamamlayacak kadar malzeme var.
Lafı uzatmayacağım, ben bir teklif yaptım ve buluştuk, sökülen parçaları aldım.
Orada üzülerek durumu anlatıyordum;
“Abi keşke daha pahalıya aracınız satılsaydı da sizin devlete olan borcunuz azalırdı”
Abi ne dese iyi dersiniz; “Boş ver ya ne üzüleceksin.”
“Hata bizim, zamanında devlete borcumuzu ödeseydik, böyle olmazdı.”
“Boş ver üzme kendini usta hayrını gör” dedi
Ben tabi şaşkın
Ne söyleyeceğimi bilemedim
Takdir siz okurlarımızın
Not: Bodrum’da her evin bahçesine bir jeep kampanyasını başlattım
Takipte kalın
(Murat Taşlıdağ’ın Ralli Dünyası Dergisi’nin Mart sayısı için kaleme aldığı..
yukarıdaki yazı, kendisinden alınan özel izinle ajansta da paylaşılmıştır”)
25 Şubat 2020 : 11.25
Son Yorumlar