Hak mahrumiyeti
Bugün ajansta okudunuz.
Aslında biraz gecikmeli bir haberdi bu.
Her zamanki gibi resmi açıklaması olmadı..
Ne öncesinde ne de sonrasında.
Ancak, yarışa sayılı gün kala gün yüzüne çıktı.
Oysa, bu yarış için kendisi hazırlandığı gibi..
Takım kurup kadrosunu da genişletti.
Fakat, kendisinin katılamadığı yarışta..
Takımın diğer ekipleri de şanssızdı.
Bu yarışın haberi de ajansta güncel..
Bu yazıyoruma bahis konusu olan kişi ise Vural Ak..
Ağırlıklı olarak, İstanbul Park işletmecisi ve..
Intercity Rent A Car şirketinin
Yönetim Kurulu Başkanı olarak tanınıyor..
Fakat aynı zamanda eski ve tecrübeli bir sporcu.
Offroad’da aşılmış çok kilometresi var..
İşi ağır olan zamanlarda buna zorunlu ara verse de..
Gönlündeki kıpırtıyı ilk fırsatta dinledi ve..
Parkurlara geri dönmeye karar verdi.
Ama, bu kez ‘hak mahrumiyeti’ kararlarını aşamadı.
Bu tabire de sporumuz yabancı değil.
Birkaç yıl öncesine kadar, hak mahrumiyet kararları..
Devletin SGM kurullarından çıkardı.
Ve, genelde Federal Başkanlar..
Hak mahrumiyeti alarak yönetimleri bırakmak zorunda kaldılar.
Sporcunun hak mahrumiyeti ise çok sık alınan bir karar değil.
Fakat, Vural Ak için de bu ilk değil!..
Bu yılın başlarında ilk (6 aylık) hak mahrumiyetini aldı.
Sebebi, ajans ve dergide çıkan röportajındaki eleştirileri..
Başkan’ı fazlasıyla rahatsız etti.
Federasyon disiplin kurulundan 6 ay ceza çıktı.
Üstelik tam da pistte yarışmaya hazırlanırken!
Platinum Cup’taki diğer sporcularla birlikte rekabet edecekti.
İlk yarışta start alamadı ama rakiplerini garajdan uğurlarken..
Samimi fotoğrafları ajansta yayınlandı.
Temyize götürdü bu kararı fakat değiştiremedi.
Çünkü temyiz bu kararı federasyonun bir tasarrufu olarak gördü.
Oysa, SGM’nin temyiz kurulu, federasyonun önceki yönetimleri için..
Çok kararı temyiz etmişti, hatırlarsanız.
Velhasıl, Vural Ak, cezayı sineye çekti, Caterham’ını garajda tuttu.
Her yarışta yine garajdaydı ve yine rakiplerini piste uğurladı.
Yılın ikinci yarısında bu kez rotasını offroada çevirdi.
Çanakkale’deki Baja yarışına katılmak istedi.
Ülkemizin tek Dakar spec Pajero’sunu ‘sıfırlattı’..
Bu yarış için bir takım kurdurdu..
Lisans yeniletti, federasyona lisans parasını ödedi.
Kendisi, Ahmet Ünlü, Caner Akkafa ve Malik Akkafa ile..
3 Araç 1 motordan oluşan Intercity takımı hazırlandı.
Yarışa kısa süre kala, bir kez daha ceza tebliğ edildi!
Hak mahrumiyeti bu kez 1 yıl olarak verildi!
Bu sefer ajansa ve dergiye değil ama farklı bir medyaya..
Verdiği diğer bir röportajda federasyon yönetimi ve başkanına..
Eleştiriler de sarf etti. Bu da Başkan’ı rahatsız etti.
O da, ilk seferinde olduğu gibi..
Sporcusunu yine hak mahrumiyeti ile..
Cezalandırmayı tercih etti.
Vural Ak’ın yarışmak hayali yine tozlu raflarda kaldı.
Takım hayali ise bizzat yaşayamadan sona erdi.
Kim kazandı? Kim Kaybetti?
Başkan, göreceli kazandı elbet ama..
Kaybeden spor oldu. Bu arada da Başkan’ın..
Lisanslı sporcusunu hak mahrumiyeti ile cezalandırmak..
Üstelik eleştirileri gerekçe göstererek bunu iç kurul kararı ile yapmak..
Çok kimse tarafından benimsenmedi.
Sporumuzda anlaşılan eleştiriye kapalı bir yönetim sergileniyor.
Kimse aykırı söz sarf etmesin, eleştirmesin isteniyor..
Ajansta Vural Ak ile Başkan arasındaki pürüzü..
‘Başkan’ ile ‘Patron’ tabirleri ile zaman zaman haberleştirdik.
Kısaca anımsatmak gerekirse;
Sporumuzun iki en üst düzey ismi arası neden soğuk, limoni?
Çünkü, Başkan, Patron’a söz geçiremiyor.
Sözünü geçirmek istediği yer de parkurlar değil..
Patron’un iş alanı. Oraya müdahil olan Başkan’ın ta kendisi.
Geçen sezon İstanbul Park’ta TPŞ yarışı son anda iptal edildi..
Bu sezon verilmedi, muhtemelen gelecekte de verilmeyecek..
Sebep; tamamen yetki sınırları ötesi bir hamleye izin verilmemesi.
Vural Ak, İstanbul Park’ta TPŞ yarışı yapılmasına izin verdi.
Üstelik herhangi bir bedel talep etmeden.
Ama Başkan aynı gün bir özel kupanın da yapılmasını istedi.
Üstelik onu da bedelsiz yaptırmak istedi.
Bu istediğini alamadı, aralarında zaten gergin olan ipler koptu!
Vural Ak, normalde pisti isteyen kulüp veya organizatöre kiralıyor.
TPŞ’in ekinde piste girmek isteyen özel kupaya da kapıyı kapamadı..
Sadece masaya oturup anlaşarak günlük bedelin ödenmesini şart koştu.
Organizatör şirket, Başkan’dan gördüğü destek ile önce buna yanaşmadı.
Ne zaman ki istediğini koparamadı ve bunu kendi müşterilerine anlatamadı..
Ertesi yıl (2018) için kendileri masaya geldiler..
Bu kez Başkan’ın desteği yoktu ve taraflar pist konusunda anlaştılar.
Yarışlar bu yıl tıkır tıkır yapıldı ama olan yine TPŞ’ye oldu..
Çünkü, pist fakiri ülkemizde tek uluslararası pist olan..
Intercity İstanbul Park’a girmeyen TPŞ’ye..
Yine Komşu’nun (Seres) pistine yol göründü.
O günlerde de yazdım, hatta kendisine de söyledim.
Başkan ile Patron arasındaki gerginliğin sebebi..
Bizzat Başkan’dı. Tabii dinlemedi! Ne beni, ne bir başkasını..
Ralliden gelen biri olmasına karşın, pistte yanlış yaptırmak istedi.
O günlerden bugünlere gelirken de, fırsatını bulduğunda ceza kestirdi.
Vural Ak dediğiniz kişi, başarılı bir iş adamı.
Spordaki pek çok diğer sporcu işadamı gibi..
Fakat, iş ve sporcu seviyesi biraz çizgi üstü..
Yanlışa doğru demediği gibi, doğrusundan taviz de vermiyor.
Karşısındaki Başkan’da olsa sözünden sakınmıyor.
Aynı zamanda medyatik ve ulusal basında da sık sık yer alan biri..
Kendisine uzatılan mikrofonları ve sorulan soruları yanıtsız bırakmıyor.
Bu arada eleştiri hakkını kullanarak sözünü sakınmıyor.
İlk cezayı ajansa verdiği röportajdan aldığı için biliyorum..
İkinci cezayı başka bir internet sitesindeki sözlerinden aldı..
Evet, ben de o röportajı okudum, sözleri hayli sertti ama hakaret içermiyordu.
Şüphesiz başkanların arzu edeceği seviyede yumuşak değildi ama..
Sonuçta bir sporcu..
Mensubu olduğu sporun yönetimi hakkında görüşünü açıkladı.
Beğenilir, beğenilmez, önemsenir önemsenmez..
Fikir ve eleştiri, dinlenir, okunur, uygun görülürse uygulanır.
Ceza niye! Üstelik iç disiplin kurulu eliyle..
Önce altı ay, şimdi 1 yıl..
Eleştirdi diye haktan mahrum edilen, sporcu özelinde, aslında..
Dediğim gibi, sporun ta kendisi!
İstanbul Park, özel kupalar ve buradaki sporcuların lisansları..
Sonuçta Federasyonun bütçesine katkı değil mi?
Daha önce başka yazıda da bahsettim, buradaki sporcular hangi lisansla yarışıyor?
Çünkü bu yarışlara da federal sitede haber olarak değer verilmiyordu.
Ajansta yazdık, izleyen ilk yarışta kehren de olsa haberleri yayınlanır oldu.
Sandım ki geç te olsa doğru bulundu, bu kez ceza sopası çıktı..
Dakar Pajero’su, üstelik sıfırlanmış haliyle yine garajında kaldı.
Bu sporu istekle yapmak isteyen birinin önüne yine set çekildi.
İlginç olanı, Başkanı, o makama seçilmesinde destekleyen baş aktördü..
Bugün ceza alıp yarışamayan, Vural Ak..
Sanırım o zamanlar için şimdi pişmandır ama..
Bunun için çok geç olduğunu kendisi de biliyor olmalı.
Gözardı edilen ayrıntı, otomobil sporları, sadece ralliden oluşmuyor.
İçinde pist var, ama doğru düzgün pisti yok!..
Offroad’u var, ama üvey evlat olduklarını düşünüyorlar.
Tırmanması var, sporcusu eksik..
Rallikrosu var ama geçen sene şampiyonası yoktu!
Sporu bir bütün olarak görüp değerlendirmek, başkanların asli görevi olmalı.
Oysa sanırım Başkan, sadece ralliyi biliyor, görüyor, yaşıyor..
Sporda belirgin bir memnuniyetsizlik var..
Üstelik küçümsenmeyecek boyutlarda..
11 Ekim 2018 : 20.00
Son Yorumlar