Ferrari kültürü ayaklar altında…
Futbol ayakla oynanan bir top oyunu.
Mutlaka ayakla oynanmalı. Şartı bu.
Ferrari, sürülmek üzere tasarlanmış…
İddialı bir spor otomobil.
Her cebinde parası olana satılmıyor.
Satın almak için şartları var.
Yerine getirilmesi gereken…
Sürmek için de şartları var…
Bir yerde yazmayan ve mecburi olmayan.
İşte, bu yazılı olmayan şartlar da…
Ferrari kültürünü oluşturuyor.
Satın alırken…
Önce, GBT’n temiz olmalı.
Ticaretin de, ünvanın da.
Sekiz yıl içinde, beş Ferrari garaja çekip…
Satmamakla, iş bitmiyor.
İkinci el simsarı da olmaman gerekiyor.
İnceleyip, sonra sana Ferrari satıyorlar.
Ne güzel değil mi?
Ammaaa…
Asıl mesele bundan sonra başlıyor bence.
Pahalı villanın kapısına çekmek…
Değil mesele.
Ahşap, ısıtmalı, havalandırmalı garajında…
Basacağın ilk marş ile başlıyor asalet serüveni.
Motor ısıtma safhası bitince…
Altı ara gazı ile değil, rölanti uğultusuyla…
Kalkıp gitmek mesele.
Ana artere çıkmadan önce…
Taksici gibi sürmek de yok bu işin felsefesinde.
Tutturacaksın bir şerit, ağır başlılıkla yürüyeceksin.
Ana arterde sol şerit doluysa, baskı kurma yok.
Sakin ve vakur yoluna gideceksin Ferrari’n ile…
Ancak, tüm yol boşalmış ve tehlike arz etmiyorsan…
Basacaksın gazına.
Bakacaksın tadına.
Öyle şehir içinde basayım falan, yok öyle bir tarz.
İşte yazılı olmayan Ferrari asaleti bunu gerektiriyor.
Bakıyorum…
Adam futbolcu, top gibi parayla oynuyor!..
Ferrari Merrari ona havagazı!..
Mustafa Sandal gibi, “Bastım mı gider” sanıyor.
Ama bu vahşi atın ayağı öyle değil.
Futbolcu falan dinlemez…
Porsche’ye de benzemez.
Tepti mi fena teper.
Adamı anında mat eder.
Bu yüzden, ama dikkat!…
Bu değerli oyuncağı sevelim, koruyalım.
Ama ayağa düşürmeyelim.
Çünkü ayak oyunu sevmez.
11.12.2017 : 22.30
abi be fena abartmışın işi ha
Sevgili okurlar, değerli arkadaşlar. Yazımda abartı yok, aksine çok dikkatle yazılmış bir yazı. Kimseyi kırmama adına… Cebime, whatsapp’a, buraya gelen yorumlardan anlaşılıyor ki yazım dikkate alınmış ve okunmuş. Teşekkür ederim. Unutmamak lâzım ki, Ferrari ile şehir içinde takla atmak, atabilmek, dünya çapında absürt bir olay. Eğer kaza süratli bir otoyolda olsaydı, yazacak fazla bir şey yoktu. Ama şehrin göbeğinde takla atıyorsan, kusura bakma!..