Dergisiz spor olmaz!

27.07.2017 : 11.00 | Böylesi bir yazı kaleme almak, inanın hiç aklımda yoktu.

Sabah maillerimi kontrol ederken, Ajans Press’in basın bildirisi düştü kutuma.

Okudum, bir daha okudum ve üzüldüm. Sizlerle paylaşmak geçti içimden.

Ajanspress’in “Türkiye’deki gazete ve dergi sayısı azalıyor” başlıca duyurusunu önce sizlere aktarayım;

“Türkiye’deki gazete ve dergilerin sayısı 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 7,9 oranında azaldı. Geçtiğimiz yıl içerisinde 6 bin 265 gazete ve dergi yayımlanırken bu yayınların yüzde 59,7’sini dergiler oluştururken gazete ve dergilerin tirajları bir önceki yıla göre yüzde 20 azalarak 1 milyar 705 milyon 225 bin olarak gerçekleşti.”

“Ajans Press’in TÜİK verilerini derlediği yıllık yayın araştırmasında, yayımlanan gazetelerin yüzde 90,7’sini yerel yayınlar, yüzde 6,6’sı ulusal, yüzde 2,6’sı ise bölgesel yayınlar oluşturdu. Dergilerin ise, yüzde 54,8’i ulusal, yüzde 39’u yerel, yüzde 5,8’i bölgesel yayın olarak çıkış gösterdi.”

“Ajans Press’in gerçekleştirdiği içerik araştırmasına göre yayınların içeriklerini hangi konuların oluşturduğu belli oldu. Siyasi içerikli yazılar geçtiğimiz yıla damgasını vururken siyaseti, ekonomi ve spor haberleri takip etti. Dergilerde ise daha çok sektörel konular gündemde yer alırken, magazin ağırlıklı yayınlar daha çok konuşuldu.”

“Her geçen yıl azalan gazete ve dergi sayıları ise dikkat çekti.2012 yılında 3004 olan gazete sayısı 2527’ye inerken, 4105 olan dergi sayısı ise günümüz itibariyle 3738 olarak belirlendi.”

Son cümledeki rakamlara dikkatinizi özellikle çekerim.

Bu dönemde Türkiye’de tam 367 dergi kapanmış.

Zaten okumayı sevmeyen bir toplumuz..

Dört bin derginin varlığı bile yayıncılar için büyük özveri.

Şüphesiz, ekonomik nedenler kapanmalarının baş nedeni.

Dergiyi yapmak, hele süreli çıkarmak, gerçek bir marifet.

Yakinen biliyor ve ömrü hayatımda yakından yaşıyorum.

Dergiyi vaktinde, doyurucu çıkarmak yetmiyor..

Reklamla desteklemek, ayakta kalmanın birinci şartı.

Okuyacak insan bulmak ise ayrı bir dert.

Hepsi bir arada olunca, sorun yok, fakat..

Biri bile eksik olursa, kaçınılmaz son yaşanıyor.

Otomobil sporları bu ülkeye beş gömlek büyük!

Hayat şartları, geçim sıkıntısı, gündelik dertler üst üste..

Bir de bırak spor yapmak, hatta takip etmeye ne gerek var!

Üstelik, herkesin izleyebilme şartları yok..

Ralliler dağlarda, kimse gitmiyor, istese de gidemiyor..

Şehre, ayaklarına getirilse bile, kafasını uzatan çok olmuyor.

İnsanların bu şartlarda sporla ilgilenmelerini beklemek zor.

Fakat, nasıl bu ülke, bu hayat bizim ise, bu spor da bizim!

Otomobil, ülkemiz insanları için ayrı bir önem taşır.

Her ne kadar otomobil ve sporu kültürümüz sınıfta kalsa da..

Severiz, ‘at’tan sonra ve bu yana otomobili.

Severiz, fakat ona da ulaşmak zor olduğunu gibi..

Hakkıyla kullanmayı da beceremeyiz.

Trafikte ki kazaların oranları malum.

Her gün gazetelerde manşetlerde..

Kaza ile manşet olan otomobil, sporda ne yazık ki haber dahi olamıyor.

Eğitim aracı olarak el atılması gereken ciddi bir konu.

Kültür olarak algısı yükseltilmeli, eğitim olarak ihmal edilmemeli.

Spor ise, bunları destekler mahiyette görülmeli, kullanılmalı.

35 Yıldır, bu spora Ralli Dünyası adında dergi çıkarıyoruz.

Israrla, hatta inatla.. Sürdürmeye ve okutmaya çalışarak.

Kısmen başarılı oluyoruz ki, serisinin 213’ncü sayısını çıkardık.

Fakat, emin olun bu sporu yapan en başta, dergisini sahip çıkmayı bilmiyor.

Birkaç iyi adamın sahip çıkması dışında destek te yok gibi.

Ne sanayisinden, ne sporcusundan, ne de yönetimden..

‘Nereye kadar?’ diye her ay kendime sorarım.

Ajans Press’in haberindeki rakamlardan 1 daha eksilse..

Mutlu mu olacak acaba herkes?

Dergisiz kalmak mı, dergisine sahip çıkmak mı?

Bence, sporun tüm fertleri bu soruyu önce kendisine sormalı.

Sormalı ki, sadece Ralli Dünyası değil, başkaca dergiler de hayat bulmalı.

Dört değil, tek lastik maliyeti ile, siz de, bugün bu adımı atabilirsiniz.

Logomuzun üstünde, dergi üyelik linki mevcut, tıklayın okuyun.

Okumakla kalmayın ve abone olarak sporun dergisi destekleyin.

Sizin de işinize, evinize ulaşsın, masanızda yer alsın.

Siz, okuma zevkinizi koruyun, sporumuz da dergisiz kalmasın.

Sağlıcakla kalın.