Halt Advocaat
Mekanik sporlar kadar futbolu da seviyoruz.
Bu kaçınılmaz ülkesel bir gerçek.
Bu sezon, tarihimizin en farklı periyodu yaşandı.
Beşiktaş, aldığı, sattığı, oynattığı, oyuncularla…
Ve müthiş futbolu ile zirve yapıp…
Gönüllerde taht kurdu.
Başakşehir, ‘Ben de varım’ dedi.
Galatasaray, zirve için her türlü hamleyi denedi.
Trabzon, ikinci yarıya fırtına gibi girdi, gidiyor…
Beşinci Büyük Bursa, maalesef tempoya ayak uyduramadı.
Osmanlı, Konya, Kasımpaşa, hep iddianın içinde yer aldı.
Ortaya konan mücadele bu yıl en üst seviyeye geldi.
Bu bağlamda, sporun yükseliş içinde olduğunu söyleyebiliriz.
Her şey, ‘Dünya standardında düşünüp hazırlanmakla’ başladı.
Federasyon kulüplerin önünü açınca…
Türkiye ‘Uluslararası oyuncu’ oldu. Başardı da…
Size çok istisnai bir örnek vermek istiyorum.
Fenerbahçe’yi…
Üç yıldızlı kulüp, tarihinin en kötü başlangıcını yaptı bu sezon.
Vitor Perreira yeni gitmiş, koca kulüp diplerde sürünüyordu.
Sonra, yeni hoca Dick Advocaat geldi. Hiç istifini bozmadı.
Bilinçli, kararlı, açık sözlü, net tavrı ile ilerlemeye başladı.
Çoğumuza da bu küstah tavır sevimsiz geldi, açıkçası.
Takımın zaaflarını söyledi.
Oyuncu karakterlerini gözler önüne serdi.
Bu dürüst tavırdan dolay da epeyi eleştiri aldı.
Ama, hep dik durdu.
Hep omurgalı davrandı.
İhtiyacı olmasına rağmen, ‘Emenike de kim?’ demesini bildi.
Hiç alçalmadı. Çatı-baca yerinde kaldı!..
‘Oyuncular sizi istemiyor’ diyen basını otobüse davet etti.
Meydan okudu ‘Gel gözünle gör’ dedi…
Kendine güveni tam birisiydi Advocaat.
Dünya çapında çalıştığı 24 takım tecrübesiyle…
Vakur, zeki, futbolu iliklerine kadar hisseden biri…
Bizim gibi düşünüp ‘Bükemeyeceğin bileği öpecen’ demedi.
Her derbide, her takıma ayrı önlem aldı ve mat etmesini bildi.
Şimdi emin adımlarla Lig 2.liğine ve Kupa’ya koşuyor.
İki hesap da tutmayabilir… Önemli olan, gelinen seviyedir.
Çok uzun süredir arayıp bulamadığımız insan modeli bulunmuştu.
Dipte başlayan hazin hikâye, bu gün zirve yapmıştır.
Gerçek budur ve çok büyük başarıdır.
Seneye, kimlerin satılıp kimlerin alınacağı konusu masaya yatırılınca…
Advocaat süre isteyip, sonunda Fenerbahçe’yi bırakma kararı almıştır.
Bu kadro ile bir daha yazı/tura atmak istememiştir.
Haklıdır da.
Şampiyonluk sadece emek değil, oyuncu kabiliyeti de ister.
Borç $ 270 Milyon USD olunca, bu transferler hayal olmuştur.
Çok değerli Fenerbahçe’li dostlarım. Amacım sizi yaralamak değil.
Üzmek hiç değil…
Ama, gözle görülen bir köy var ki… Orada…
Advocaat, futbolumuza farklı bir değer katmıştır.
Bir zekâ oyunu olduğunu bize göstermiştir.
Duruşuyla, uygulamaları ile çok şey öğretmiştir.
Daha da ileri gidebilirdik…
Bu hocayı mutlaka kalmaya ikna etmemiz gerekirdi.
Ne olursa olsun, gitmemeliydi.
Onun için de…
‘Halt Advocaat’ diyorum.
Dur diyorum, Dur.
İnşallah beni duyar.
Ve dinler!
hocam sizce gitmesi yanlış ama basın böyle yazmıyo neden ?
Ali Bey, bizde basın yer ve zaman kazanmak için konuyu tersten tutup, uzatmayı yeğler her zaman, işi budur… Benim yer, zaman, reyting kaygım olmadığı için, konuyu konsantre edip, neticesiyle size sunuyorum. Farkımız budur. Ben net yazarım.