Ajans farkı
Dört gün önce yazdım, bu köşeden..
WRC’nin Türkiye’ye geri dönmesini..
“Hoşgeldin WRC” başlığı ile..
Okuyanlar bilecektir; ‘Salı’yı işaret ettim.
Yani, ‘dün’ü.. Açıklama yapılacak diye..
Bekledim, bekledik, ses yok. Niye?
Ben yazdım, ajansta çıktı önce diye (mi)?
FIA’da da bir gelişme yok, 10 gündür aynı..
Onlar da bize tavırlı olamaz..
İçimden geçmedi değil, ‘faka mı bastık?’ diye..
Öyle olsa zil takan çok olur bilirim..
Ama en azından bu kez olmayacak..
Çünkü yazı içeriği doğrularla dizili.
Ama evet, bir konuda yanıldık;
Federasyonun dün açıklama yapacak derken..
Yapmadılar, istemediler ama..
Bir başka sitede.. Çıktı haberin farklı versiyonu.
Kaynak olarak federasyonu düşünürken, yabancı medyadan alıntı çıktı.
Dört gün önce, yazıyı yayına verdiğimde açıkçası tedirgindim.
On dakika geçmedi telefon çaldı, emin oldum, tedirginlik gitti.
Haber doğruydu ama ‘niye yazmıştım?’, soru buydu.
Talep ‘geri çekmemiz’ yönündeydi, olmazı ilettim.
Bari ‘sosyal medyadan çekmem istendi’, sessiz kaldım.
Dört gün önceki yazı, neyi değiştirecekti?
Eğer bir yazının ipine bağlı idiyse bu gelişme..
‘Biz yazdık, eller okudu, kumpas kurup aldılar elimizden yarışı mı’ olacaktı?
Madem öyle, bugün çıkan diğer haber? Hasetleri bana, ajansa..
Karşımıza bir site kurdurulmuştu.. Yetmedi, yetinmediler..
Bir tane daha kurdurdu, Başkan sağ olsun.. O da yetmedi ki..
Ajansın çalışması, çabası, izlenmesi, birilerinin ekmeğine mi neden oluyor?
Nedir bu çaba, niyet, gerçekten anlamakta zorlanıyorum.
Ki, yazıda da tamamıyla hissi ifadeler vardı, aferin vardı, bravo vardı.
Yazı ajansta duruyor hâlâ, açın bir daha okuyun. Var mı bir haset?
Kendimizi aynı tarafta görüyoruz ama nedense bize hep ‘öteki’ muamelesi.
Ajansta haberleri yerinden anında canlı vermek için..
Gecesi gündüzü karışık yaşıyoruz.. Bugün burada yarın nerede, Allah bilir..
Tebrik teşekkür yerine, masadan servis edilenlerden medet umuluyor ısrarla.
Böyle mi gelişecek spor medyamız, böyle mi artacak medyanın ilgisi?
Böyle olmayacağı, olamayacağı 14 senedir anlaşılamadı ise hâlâ ve eğer..
140 sene olsa, ne ben dayanırım, ne de siz..
Dönelim FIA konusuna. Haberin arkasındayız yine ve ısrarla..
Gerçek olduğunda da yine ilk hararetli bravo’ları buradan okursunuz.
Oldu ki olmadı, ilk karalar bağlayacak olan da biz.
Başkan’a da dedim, spor hapşırırsa biz verem oluruz.
Sporun atağa kalkmasını herkesten önce biz isteriz, yürekten.
FIA, şüphesiz ‘Konsey toplantısı’ bekler sonucu ilan etmek için ama..
Bu arada Türkiye, Çin, Polonya arasında diploması da çalışıyor olmalı illaki.
Belki de ülkeler bir birine kırdırılıyor, ne tavizler koparılıyor, kimbilir..
Çin, 2016’da sele kapıldı ve yapamadı, 2017’den ne bekler? Hiç..
Zaten 3’ün 2’si işaret almıştı ya FIA, bu durumda, biri illaki ve inşallah Türkiye..
Ama, unutmayalım, bu gemi hepimizin.
Son telefonda da kendisine de söylediğim gibi; başaracak kişi, şu anda iş başında.
Engeli yok, rakibi yok, rüzgârı güçlü, ama aday olmadı hala. Neden?
FIA’nın rüzgârı ile mi dolacak yelkeni? Zaten ‘fora yelken’ gidiyor..
Herkes, 2017 için iyi ve güzel şeyler diliyor, umut ve arzu ediyor.
Başkan’ın icraatları ile ilgili ortada tek eleştiri, tek kötü bir söz yok iken..
Çoktan ortaya çıkıp açıklaması gerekirdi, ama önce adaylığını..
Temkini tercih etti, her nedense.. Kim, nasıl bir bilgi akışı yaptıysa..
Bir aydan gün aldık, geri sayımda. 12 Kasım’da genel kurul var.
Bu saatten sonra, Başkan’ın karşısında kim rakip çıkar?
Akıl çoktur ama doğru tektir, birdir. Bir de uygulansa ne ala..
Son söz; burası ajans, haberin merkezi. Gördüğünü, belgelediğini yazar..
Birilerinden teyit beklemez, onay almaz. Bu da tek farkı.
Son Yorumlar