Ercan ve iddia!
İstanbul Rallisi’ndeyiz..
Malum, seçim varsa yarış bahane!
Belki de hayatımın ilk ve son..
‘Yarışa sırt döndüğüm’ yarıştır.
Etaba çıkmak yerine..
Servis alanında teyp çalıştırdım
Bu yazılarda soluklanma nedeni..
İşte bundandır. Yani;
Sadece köşe yazacak olsam iyi de..
Röportajlar var, ajansa haberler var..
Var oğlu var.. Tabii, bir de dergi var..
Ki, dergi de bu ay kısmetsiz kaldı.
Seçim atmosferinde rötora düştü.
Ne zaman tamamlamaya kalksam..
Araya giriyor bir konu, haber veya teyp..
Başta adaylarımız olmak üzere..
Arayan soranlarım sağ olsun..
Devlet Bahçeli gibi konuşacağım;
“Yıkılmadık, ayaktayız” Elhamdüllah..
Sabah haberlerinde tebessüm ettirdi beni..
Yarı yarıya düştüler mecliste ama..
Hala iddia tam gaz! Allah yollarını açık etsin.
Döneyim ben servis alanına..
Baktım, orta yerde görünmüyor Ercan..
Ki, sözleşmiştik röportaj için orada..
Tedbili kıyafetimle girdim Parkur çadırına..
Ercan, hak getire! Aradım cepten hemen..
‘Etapta’ olduğunu söyledi, ‘geliyorum!’ diye ekledi.
Ben de, ‘gelirken pizza getir’ dedim, nedense..
Kapadık telefonu, ben işime, o seyrine devam.
Öğleden sonra, historikler düştü servise..
İkinci lupta çıkmayacaklardı, 2,5 saat bekleme süreleri vardı.
Bunu da hiç anlamıyorum; podyum için ulusalları bekletmek neden?
Hani, ulusalların binlerce seyircisi var da finişe beklenecek olsalar anlarım.
Bir lup tamamlamış historik yarışçılarını, sırf ulusallara eklemek adına..
Terli tulumları içerisinde 2,5 saat servis alanında bekletmek gereksiz..
İnşallah, yeni bir başkan, işin başına yeni bir sportif direktör atar da..
Onlarca saçmalıklardan bir bir kurtulur bu spor.
Historicleri karşılarken, gözüm servis girişinde..
Ben Ercan’ı ararken, O, servis çadırına geçmiş bile!
Ama eli de boş, sözü de! Dedim ki; “hani pizza?”..
‘‘Derhal” dedi, açtı telefonu, “burada” dedi, sanırım beni kastetti, o kadar..
5 Dakika içinde Alptekin Işıkalp düştü çadıra, elinde pizza.
Demek ki parkurdaki hızından dolayı pizza işine girmiş O da, her neyse..
Yemeden önce yaptık bir selfi, ben, Ercan ve pizza..
Çok zaman öncesinde, birisi ile ‘sucuklu yumurta’ yapmıştık..
Bu da pizzalı oldu, epey like aldı, instagram’da, face’de..
Velhasıl, teyp kısmı kaldı yine. Ercan ‘sonra’ dedi.
Nasıl bir sonra ise? Ama pizzalı fotoğrafın altına ‘dizdi’ lafları..
Merak eden bulsun okusun. Sonuçta pizza yemekle kaldı iş.
Fakat, Ercan’ın bir fotoğrafını çektim an itibariyle..
Tam bir karizma! Şapka, gözlük ve sakal ile farklı bir stil.
Takipçilerine bahane çıktı; taklit edilebilirler.
Aklıma, İngiliz kumaşı geldi nedense..
Mümtaz Başkan’ın kulakları çınlasın..
İlk dönemlerinde kendisini tanımlarken kullanılırdı.
Değerli, özel ve kıymetini sembol etmek adına..
Ercan’ınki de bakalım neler çağrıştıracak bizlere.
O fotoğrafı röportajına saklıyordum ama..
Kısmet olmayabilir belki diye, burada kullandım.
Bu yazıyı da kendisine atfettim.
Çünkü, bu satırları dizerken, bir yandan da aradım kendisini..
Sordum; “hayırlı olsun, imza topluyormuşsun” diye..
Hayret etti; “kim, ben mi?” dedi. Şaşırdım.
Anlattı, iyice şaşırgan oldum.
Meğer, birileri O’nun adına toplarmış imza!
Bu da yeni bir terminoloji olsa gerek.
Bildiğim, adaylar toplardı bu imzaları.
Kural gereği, delegasyonun yüzde 15’i, yani..
30 İmza ile Başkan adayı olunabiliyor.
Sırf bu kural nedeniyle, bu spor benden mahrum kaldı!
Bilsem, o kadar sevenim var, hatta biri benim adıma toplar..
O gün aday olurdum, baş olmak için. Ama, nafile!
Ercan, kendi adına toplanmak olan imzaları beklemekte an itibariyle.
Toplandı, toplandı; o an, Ercan resmen aday!
Yok, toplanamadı; unutun Ercan’ı, çünkü kapatacak bu defteri.
Ercan’la konuşmadan 15 dakika öncesiydi..
Ahizenin diğer ucunda bu kez Serkan vardı.
Nedense bu seçim zamanı, bir kıymet biniyor üzerime..
Kasım kasım oluyorum bu hallerde.
Bir başkan adayını kapatıp, diğerini açıyorum.
Bu arada, Serkan’la bir iddiaya girdik!
Teklif ondan geldi, reddetmek olmazdı.
Tamam dedim. Ama, demez mi ki;
“Öyle ayak üstü atıştırmam ben, en pahalısından..”
“Hah” dedim, kendime; “şimdi tam zamanı!”
Dergi vakti, bir de şişik fatura çıkacak bana!
“İzmir’de tavacı Recep” dedi, Serkan, adres te vererek..
Bilemiyorum, orası nasıl bir kalbur üstü bir yer acaba?
Sosyetik midir? Kabarık mıdır faturaları?
Sorma nedenim, ben hep işin diğer yönünü de düşünürüm..
Ya, Ercan, yeter imza toplayamazsa, fatura konacak önüme!
Diyemedim ki, kendini düşünmüyorsan bari beni düşün..
Bir omuz ver de bir an önde toplansın imzalar, yoksa..
Bizim bütçede olacak bir kara delik!
Eğer ki toplarsa Ercan imzaları, çıkarsa aday olarak..
O’na söz; Tavacı Recep’ten bir ekmek arası yaptıracağım..
Ki, bütçem sanırım ona yeterli gelir, helali hoş olsun.
Hiç aklımda yoktu yazmak, Ercan+Serkan ikilisi..
İlham ettiler bana, bu satırlara vesile olsun.
İyi ki taş altına parmak sokan üç adayımız var (inşallah)..
Hem spor renklendi, sahiplendi, hem de yazılar..
Bu satırlar da okurlara şifa olsun. Saygılar..
Son Yorumlar