İsveç’ten ikinci kez kız istiyoruz!..
Saab, biliyorsunuz bir İsveç markası…
Son yerli otomobil projemizle de…
İsveç’le söz kestik ve nişanlandık!..
Yâni, kızı resmen istedik!
Ama bu bizim ilk kız istememiz değil.
1965’lerde Türkiye, otomobil üretmek üzere…
Arayış içindendir.
Bir şekilde bu işin duyurusu yapılır…
Sanayi Bakanlığımıza Opel, Renault, Fiat, Volvo baş vurur.
Eleme nasıl yapıldı, onu bilmiyoruz ama Volvo ve Fiat elemeyi geçer.
1968 yılında bu iki markaya belge verilir ve onaylanır.
Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) kendine Volvo’yu partner seçer.
OYAK Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Elbizim…
25 Ağustos 1968’de Volvo ile anlaşmayı imzalar.
Bursa Organize Sanayi Bölgesinde P144 ve P145SW üretilecektir.
Temel atılır.
Sebebi bilinmez ama 1 yıl dolmadan Volvo ile anlaşma bozulur.
Gerekçe, yerli parça oranı ile satış fiyatları gösterilir?..
Tüm maddelerin yazılı olduğu anlaşma iptâl olur.
Sizin anlayacağınız, nişan bozulur.
Üzülecek vakit bile kalmaz, Renault ile anlaşma yapılır.
Elemeyi geçemeyen Renault ile!.
1969’un 12. Ayında OYAK, Renault, Yapı ve Kredi Bankası desteğinde yola çıkar.
Hedef, 1971 yılında imalata geçmek ve yılda 20 bin adedi yakalamaktır.
İlk Renault 12 de İzmir Fuarında 1970 Ağustos’unda halka tanıtılır.
16 Ağustos 1971’de de ilk yerli Renault 12 Kütahya’ya yollanır.
Gelelim günümüze.
Türkiye, ilk göz ağrısı İsveç’in Saab’ı ile yeniden nişanlanıp yola çıktı.
Bu kez muhatap taraf Türk Devlet’i.
İstenen ise, ilk Türk Malı otomobilin sağlıkla gerçekleşmesi…
Örnekler belli, Cadillac, Opel, Saab…
Gayet başarılı, dünya çapında kasalar.
Gelişimi de TÜBİTAK’tan…
Genel itiraz, %100 Türk Malı olmaması…
İstenirse olmaz mı?
Mis gibi olur. Bu imkanlara, alt yapıya sahibiz. Ama…
Temel faktör, maliyet.
Mali sebepler yüzünden de, rantabıl olanı yapmak en doğrusu.
Yoksa, Volkswagen gibi hırslanıp, dünyaya rezil olmak da var bu işte.
Ama, bana sorarsanız, gerek yok.
Akılcı ve emin adımlarla basamakları çıkmak en doğrusu.
Kendimize ve ülkemize güvenmek lazım.
Kolay değil…
Baksanıza, OYAK’tan TÜBİTAK’a giden bir tarih…
Kornalar çalarak gelen bir düğün alayımız var artık.
Memnun olmasını bazen bilmek lazım.
Çünkü…
Kötümserlere hayat çekilmez oluyor.
Sayın Hızır büyük gazeteler sizin gibi düşünmüyor yazmıyor yorumlamıyor yerli araba konusunu neden acaba sizce ?
Sayın Okuyucum, ben hepsinde de çalıştım vaktiyle, içerinin işleyiş şeklini iyi bilirim. Lütfen gazetelerle bizi karıştırmayın. Nitelikli yazılarla, basın bültenlerini bir birinden ayırmasını bilin… Emeği lütfen anlayın.