Kanepe
Dünden bu yana sorguluyorum..
Başta kendimi ve ulaşabildiğim herkesi..
“Ne oldu da, birden bire her şey değişti?”
“Ne bulundu da, 24 ay kesildi?”
“Ağız ceza” lafı nereden ve neden çıktı?
Dün, yargıdan kıl payı kurtulanlar..
Bugün, neden aynı hataları yaptılar?
İnsanların gözü bu kadar mı kara olabilir?
‘Yüze bakma’ hasletinden bi haberler mi?
Deştikçe, koku ağırlaşıyor, çekilmez hal alıyor.
Çözemedim bazı ‘niye?’leri, bulamadım bazı cevapları.
Ama bildik-bulduklarımdan bile Brezilya dizisi olur..
7 Gün, 4 hafta, yaz yaz bitmez..
Elbet, laf değil, iddia değil, belge ile..
Kaynaklar belli, iddiaların hepsi yazılı..
Yazılacaklar olanların hepsinin dayanakları mevcut.
Abartısız, mübalağasız, içleri boş değil.
Ben, ‘neden?’ diye sordukça, cevaplar yankı yaptı.
‘En dikkat çekicileri’ dedim, ‘yengenin kanepeleri’ işaret edildi.
24 Ay hak mahrumiyeti ile başlayan..
Ama nerede nasıl sonlanacağı henüz bilinmeyen..
Bu uzun ve ince yolun temeli, yine bir müfettiş raporu.
Ama bildik, 3 yılda anca çıkanı değil. Çünkü;
O rapor, Mümtaz Başkan davası ile tarih oldu.
Bu, yeni rapor. Ne zaman, kim, niye ve nasıl adımlar attı ki..
SGM ya da Bakanlık, bir daha müfettiş saldı, rakımlı tepemize.
Duymuştum gerçi ama, bu kez sırla kaplanmıştı bu adımlar.
Benim bile takip etmemem, bilsem de yazmamam için..
Sonuç; bildiğiniz gibi, 24 ay hak, üstü baki!
Kanepe mevzuna gelince.. Dediler ki;
“Yenge, kendi mekanına kanepe(ler) almış..”
“Alabilir, kime ne ne?” dememe kalmadı, laf suratıma yapıştı;
“Ama bunları İkea’dan Tosfed Card ile almış!”
“Belki” dedim, “hatırlı müşteri tanımıyla indirimli almıştır!”
“Ama kazın ayağı öyle değil” dendi. Meğer işin sırrı;
“Yenge, kanepelerin faturasını federasyona kestirmiş, kasadan ödetmiş.!”
“Federal muhasebede de iş kılıflandırılmış ama..”
“Müfettiş yakalamış bu durumu, raporda da altını çizmiş!”
Şimdi, işin gerçeği; bu satırların yazarı, bunları salt kendi iddiası olarak..
Öne sürse ve böyle cümleler kurmuş olsa, sizce ne olurdu?
Muhtemelen, rakımlı tepenin hışmıyla kendimizi yargıda bulurduk.
‘İftiracı’, ‘muhalefetin maşası’ veya başka bir yapışkan laf ile..
Ama, altını çizerek diyorum ki; bunlar bize ait iddialar değil.
Devletin bir müfettişi, son raporunda yazmış, altını çizmiş.
Sadece kanepe de değil.. Benzer durum kiralık araçta da yapılmış.
Hatta deniyor ki, raporun bir başka bölümünde..
“İstanbul-Antalya hattı.. tel tel dökülüyor!”
Elbette önce dinliyor, sonra “mümkünse belgesi” diyorum.
Edinirsem dahasını da yazarım. Bu kadar bilgi ile bu kadar satır.
Bildiğim, bu bitmez bir hikâye! Sonu açık. Finişi belli değil.
“Devlet, ağır işler, hantal yapıdır” derlerdi..
“Ama mutlaka sonuç alır!”. Gün, bugün; sonuç alma günü.
20 Ağustos Perşembe ise, bam telinin kopma günüdür.
Takhim, eğer cezayı onaylarsa siz seyreyleyin cümbüşü.
Bu arada, kanepelerin iki bin lirayı bulmayan bedeli geri istenecek..
Bay Başkan’dan ve yengeden, müştereken!
Öyle yazmış bay Müfettiş, raporunda!
Herkese hayırlı cumalar!
Yarın; sporumuz nelere gebe? Neler olacak? Azz sonra..!
Herkezin anlayacagı dilden yazarmısınız bizde anlayalım.benim bildigim kadar tahincioğlu döneminde görevi kötüye kullanmaktan adı geçmiş.ve bu insan başkan olmuş.mevcut yönetimden değilde kulüpten veya başka bir yerden gelen birini neden’başkan seçilseydi daha iyi olmazmıydı.göksu evlerinde villada offis mi olurmuş.sonra sen ralli testin parasını alıyorsun 6 ay sonra ödüyorsun gözetmenleri. Paraları 6 ay sonra yatırıyorsun..