Cem
İki ay, bir hafta geçti..
30 Ocak?ta, ansızın oldu her şey..
Direksiyon başındaydı..
Yüksek tansiyon tetikledi..
Peşinden beyin kanaması..
Önce devlet hastanesi acil?i..
Ardından Acıbadem Fulya..
Gece yarısı 5 saat ameliyat..
Zor geçti ama başarılıydı.
Sonra, yoğun bakım ve özel oda..
Bir ay kaldı, hastanede..
Peşinden, fizik tedavi başladı.
İzmit?te özel bir klinikte.
Dün, ziyaretine gittik.
Ankara?dan Yağmur Bostancı ile birlikte.
Yağmur, alem adam; kadir kıymet biliyor..
Üşenmedi, ?hızlı? trene atladı geldi.
Ben de, İstanbul?dan ?Ada? ekspresi ile..
Aynı dakikalarda indik gara..
Sonra yollandık, kliniğe..
Bu, benim Cem?i üçüncü ziyaretim.
İlki hastanede, özel odasında..
İkincisi, İzmit?teki klinikte.
Her gidişimde demiştim;
?Bir sonrakinde daha iyi göreceğim seni?
Temenni idi elbet bu, ama hakikat oldu.
Üçüncüsünde, ilk ikisine göre çok daha iyi idi.
İnşallah, 1-2 ay sonra çok çok daha iyi olacak.
Hale hanım, eşsiz bir eş..
Yaşadıkları büyük şoka rağmen, gülümsemesi yüzünden eksik olmuyor.
Ki, Cem?e bu büyük moral! En yakınında ve hep yanında.
Bizi yine güler yüzü ile karşıladı, Hale hanım.
Cem ise uyanıktı, biliyordu geleceğimizi ama şaşırdı.
Yağmur, daha heyecanlı, sanki ilk kez start alacak!
Hal hatır sorgudan sonra, cebinden bir fotoğraf çıkardı.
Cem?e uzattı, siyah beyaz fotoğrafı ve anlatmaya başladı;
?Sene bindokuz yüz bilmem kaç.. Askerim.. İzin günüm..?
?Ralli var dediler, kalktım geldim. Saçlar asker traşı..?
?Senin arabanın (MK1 Escort) başında çektirdim fotoğrafı..?
?Sana getirdim, bir anı olsun diye..?
Cem, eline tutuşturduğu fotoğrafa baktı, tebessüm etti..
Çok çok yıllar önceden, sararmış bir fotoğraf, geçmişe götürdü..
Hale hanım, bu arada Cem ile ilgili son bilgileri aktardı bize..
Kim bilir, kaçınca kez! Ziyaretçisi eksik değildir herhalde..
Hastaneden taburcu edilirken, en büyük sorunu sağ tarafındaydı.
Sağ ayak ve sağ kol ile sağ yüzünde..
Dün, sağ ayağını çocuk gibi kaldırdı indirdi hep..
Sanırım, ?iyileşmekte olduğunu? göstermek istedi bize.
Sağ kolunu da daha fazla hareket ettirebiliyor.
İkinci ziyaretimden çok daha iyi bir durum bu.
Cem?in halen en büyük sıkıntısı, konuşamamasında.
O?nun gibi, gün boyu hep konuşan, hatta çok konuşan biri için..
Diğer sıkıntılarından çok daha büyük sıkıntı. Fakat..
Konuşulanları anlıyor. Hafızası açık, bunlar süper nüanslar.
Fakat, konuşamadığını sıkılarak şekillendiriyor.
Eşi ile bazı sözcükleri el hareketleri ile ?işaretleştirmişler?..
67 Gün boyunca yaşadıkları zorlu günleri aşmak adına!
Sağ yüzündeki sorun, konuşması ile bağlantılı.
Doktoru, ?bir anda açılacak her şey? diye su serpmiş yüreklerine.
?Bir anda ve ansızın. Bir ?tık? gelecek ve Cem yine konuşabilecek.?
Mucize gibi. Ama hep öyle olurmuş.
Tabii, sabır köprüsünde daha atacak adımları var.
Azmi hocamı (Demirel) örnekledim;
?Altı ayda zıplar, koşar hale geldi? diye..
Cem, daha ikinci ay sonunda ve doktorları bu duruma şaşkın.
Kısa sürede büyük ilerleme kaydetmiş durumda.
Nereden aklıma geldiyse, dilimden çıktı kelimeler..
?Doktorlar aslında bu işi tam bilmiyorlar? dedim.
Hepsi, döndü bana baka kaldı, acaba ne yumurtlayacak diye!
?Halbuki, sağ ayağının altına bir pedal, sağ tarafına da bir vites topuzu..?
?Sabah akşam 100 kere ver gazı, bin kere geçir vitesi.. dese doktorları..?
Ben lafımı bitirmeden, güzler gevşedi, hafiften kahkahalar..
En anlamsal tepki, Cem?den geldi o an;
Sağ ayağını kaldırıp indirdi, işaret fişeği gibi..
Ama asıl önemlisi, bileği ile pedala basıp bırakır hareketleriydi.
?Bir de dedim..? bırakmadım, önerimin peşini..
?Duvardaki televizyona bir video bağlatsanız..?
?Sabah akşam yarışlarının incar?larını seyrettirseniz..?
Benim tedavi reçetesi, eminim en geçerlisi ama..
Doktor brövem yok, sadece alaydan gelmeyim.
Hale hanım, ?zaten takip ediyor? demez mi..
Şile Rallisi pazarı, saat 17 olduğunda, telefonu işaret etmiş..
Aramasını istemiş, ?ne oldu yarış, ne oldu bizimkiler??
Hasta yatağında bile, aklı her şeyde, her yerde!
Hale hanım, Cem?in hızlı gelişmesini..
Bugüne kadar aldığı dualara bağladı.
Çünkü, hemen az öncesinde ?Yağmur?, fena yağmıştı!
Ege?de bir tırmanmada yoldan çıkıp arabası yandığını..
Ormanın alev alması yüzünden tutuklandığını..
Bir gece nezarette kaldığını ve..
Araya girenlerin sayesinde ertesi sabah bırakıldığını..
Ertesi sabah kendisini ilk arayan kişinin ise Cem Acar olduğunu..
O ana kadar yarışlarda sadece ve sadece ..
?Merhaba?dan öte bir diyalogları olmadığını..
Ama o zor anında kendisini aramasını ve en önemlisi..
?Maddi manevi ne gerekirse? diye karşılıksız destek seslendirmesini..
Unutamadığını ve Cem?e çok gönül borcu olduğunu söyledi.
Otogarda ise, bu anlar için bana dedi ki;
?Rahatladım! O günden bu yana içimde uhteydi bu teşekkür?
Cem?e bunu söylemekle çok rahatlamıştı, yağmur adam!
Cem, bu anlarda duygusallaştı.
Hale hanım, bu anda söyledi zaten..
?Cem?i hep bu aldığı dualar kurtardı?
?Çok yardımsever, kimseyi kırmaz, yak yemez..?
Hayat maratonunda koşarken, farkına varmadığımız..
Ufacık iyilikler, gönülden destekler, damla damla birikiyor..
Gün geliyor, o damlaların oluşturduğu gönül göletinden..
Yudum yudum içiyor, insanoğlu.
Bu göletin suyu, gün geliyor, hayat dahi kurtarıyor!
45 Dakika sonra, ?hadi? dedim, Yağmur?a..
?Bu hasta ziyareti. Uzun tutulmaz, kısası makbul.?
Nasıl bir kısa ise!
İzin aldık eşinden, gönül aldık Cem?den.
?Yine geleceğim? dedim ve ekledim;
?Seni daha da iyi göreceğim inşallah..?
Çıktık hastaneden, Yağmur ?valla çok iyi gördüm? dedi ilk söz.
Demek ki aklı daha beter senaryo yazmıştı ?hızlı trende!..
Bir de, dediğim gibi, çok rahatladı, Cem?e gönül teşekkürü ettiği için.
Otogar?dan uğurladım, ?speedrain?i..
Neoplan?ın iki koltuğunda, rahat rahat..
Yazı bitti ama sonradan aklıma geldi;
Cem, 24 Nisan?da klinikten çıkıyor.
Bu kez, Tuzla?daki yazlıklarına geçecekler.
Hale hanım, ?düz ayak, daha rahat ederiz? dedi.
Bahçeye çıkıp temiz hava almak, yürümek ve belki de..
Garajındaki efsanelere dokunmak..
Çok daha iyi gelecek bir terapi olacaktır, kendisine..
İstanbul?a geri dönerken, hislendim.
Nereden, nereye! Hafta sonu Ege Rallisi var..
Koca adam, Cem, servis alanında koşturacak iken..
Yatakta derman peşinde.
Hayat, sen ne biçim bir şeysin?
Hiç mi rahat durmazsın.
Dokunma, iyilere, güzelliklere..
Yoksa, nasıl çekeriz senin kahrını!
Yazı çok hoşuma gitti, Okudukça umutlandık, bir kez daha okuduk, daha da umutlandık. İnşallah daha daha iyi olacak. İnşallah takımının başına dönecek. Çok iyi yapmışsınız Aydın ve Yağmur, sizi hasretle öpüyorum.