50. Victory
Dünyada kısaca PR deniyor.Halkla İlişkiler bölümüne…
MR’da Medya İlişkiler demek.
Meslek hayatım boyunca hep…
Dev markalara hizmet veren…
Profesyonel PR ve MR’larla çalıştım.
Dile kolay, sen de 30, ben diyeyim 35 yıl…
Hem yurt içi, hem yurt dışı kuruluşları ile.
Bu iletişim ilişkisinin ana nedeni ise şu…
Marka imajını en üst seviyede tutmak.
Kimin gözünde?
Üst düzey yöneticilerin gözünde.
Olsun sahada, olsun medyada…
Amaç, top noktaya yerleşmek.
Nedeni ise basit.
O markadan bahsederken iyi izlenimlerin hatır gelmesi…
Ve, bu izlenimlerin anlatım veya yazım esnasında…
Kitlelere aktarılması esası baz alınır.
Yâni…
PR sayesinde, marka sizi gizlice kullanır.
Tabi, pozitif yönde.
Yönetici veya yazar da bu kullanıma izin verir…
İçten içe…
Çünkü bu, karşılıklı gelişen bir döngüdür.
Bizim gibi mesleklerde de doğaldır.
Sonuçta, işini iyi yapan kazanır, yükselir.
Vasatlar ise yerinde sayar.
Vasat dedikleri de acemi, ne yaptığını bilmeyen…
Hasbelkader o göreve getirilmiş PR’cılardır.
O kadar da adetleri çoktur ki saysan bitmez.
Ama, ne acıdır ki, benim yıllık kazancımı…
Bir ayda cebe indirirler. İnsafsızca…
Hâliyle de, seni beni beğenmezler!..
Ama çalışmak için çalışırlar…
Yazımın başlığına gelince.
50. Victory, dünyanın en güçlü buz kırma gemisi.
Hiç aldırış etmeden, buzu çatır çutur kırıp gidiyor.
Tıpkı günümüz PR ve varsa MR temsilcileri gibi…
Senede bir gün bile yeni yıl tebriği atmazlar.
Sonra da ”HızArt” neden bizden bahsetmiyor diye…
Heyecanlanıp, hezeyan ederler…
Benden size baba nasihâti.
”50. Victory” Küpe olsun.
Aklınızdan çıkmasın.
Aynaya baktıkça hatırlayın.
Büyümek önemlidir.
Ama… Taşımak.
Daha da önemlidir.
Bilmem anlatabildim mi?
hoca kızmış yine birilerine anlaşılan!