Korku, dağları bekler!
Önceki gün, gözetmenleri yazdım.
Ben, yazı yazdım sanmıştım.
Meğer, çomak sokmuşum!
Arı kovanı bir karıştı, pir karıştı.
İnsanoğlu bin çeşit..
Meramını düzgün anlatanı da var..
Köpükleyerek attıranı da..
İki gündür, ?dinliyorum?..
?Okuyorum? ve ?bilgileniyorum?..
Sanırım, buz dağının görünür kısmı imiş..
Daha dipte görünmeyenleri var.
Elbette, her yazıyoruma karşı yanıtlar olacak.
Eleştiriye sonsuz saygı duyarım.
Ne yazık ki sporumuzda bu, en büyük eksiklik.
Yapılan her ?düzgün? karşı eleştiri, ajansta yer aldı.
Altında da benim karşı yanıtlarım.
Bazı feviranlar ise, yol notunu şaşırdı.
Yorum yapmanın hem yolunu..
Hem de uslübünü karıştırdılar.
Önce; yapılan yazı-yorumun altına görüş bildirmek yerine..
Gittiler, sosyal medyadaki duvarımıza..
Oysa, orası ticari bir şirketin anons duvarı..
Kendi kişisel duvarları sandılar..
Gırla hakaret, söylemler..
Tarafımdan silindiler, tek kalemde..
Neden mi?
Çünkü orası, kusma yeri değil, haber anons duvarı.
Görüş bildirmek istiyorsan, yazının altındaki form?a eklersin.
Elbette her gelen yayına alınmayacak.. Hakaret ve galiz cümleler ayıtlanacak..
Ardından, her görüş, beni veya bizi eleştirsen de yayına dahil edilecek.
Usül bu. Anlayan anlar, uygulayan uygular. Gerisi yalan.
Yayınlanan yorumların çoğunda yine bana/bize eleştiri var..
Hatta biraz eleştiri ötesi ama o kadarını da sindirmek lazım.
Yeter ki, küfür, galiz cümleler olmasın.
Onlara usturupluca yanıtlar da ekledim.
Kim haklı kim haksız, yorum okurların.
Ayrıca; kimse size bu ajansı ve bu yazıları takip edin diye baskı yapmıyor.
Beğenmiyorsanız, takip etmeyin. Zorlama yok!
Gidin bülten sitelerine bakın. Oralarda ayna yok.. Eleştiri yok.
Bolca basın ve resmi bültenleri bulabilirsiniz.
Ama siz de çok iyi biliyorsunuz ki..
Sporun ?tek? canlı portalı burası.
Çokça yazdığım gibi, sporun ?aynası?..
Ne kadar taşlasanız da, kıramayacağız bir ayna..
Doğal, gerçek, cesur.
Tek bildiğimiz yazmak, yorumlamak..
Katakülleden anlamayız, hile hurdadan da..
İşimizi doğru ve düzgün yaptığımız için de 30 yıldır ayaktayız, çok şükür..
Yapılan eleştirileri yeniden yeniden okudum..
Bizim yazıyorum da ne yanlış yaptığımızı bulamadım!
Varsa, medeni bir şekilde, kuralına uygun, yazsın.
Ne dedik, yazıda?
?Gözetmenler, zor koşullar altında görev yapıyorlar?..
Yalan mı, yanlış mı?
Destek mesajlarını geçtim bir kalem..
Aksine görüş bildirenler var ya, çok şaşırttı beni.
Yani, bir kısım gözetmenler, hallerinden yana pek memnunlar.
Peki, siz mutlu olun yeter ki..
Ama, bu var olan sorunu ve arkasını dönen yüzlerce genci kapsamıyor.
Sorun orada orta yerde duruyor. Ben, sadece işaret lehvası koydum.
Görün diye, görünsün diye. Gözardı edilmesin diye..
Çok merak ettiğim başkaca konular da yok değil.
Gözetmen kurul başkanları toplantısında..
Gözetmen başlarının gözlerinin içine bakarak nasıl söyleyebiliyorlar, ?paramız yok diye..
Çok ?şeffaf? bir yönetimin, çok şeffaf sitesindeki çok şeffaf bilançoya bakarsanız..
Kasalarında 60 küsur bin liraları var. Ki, bence bu bilanço da yalan!
Neden derseniz; gelirlerin üst satırında 300 bin alınmış görünüyor..
Ama, Başkan?ın yazısında bu paranın hala alınamadığı yazılı. Hengisi doğru?
Alındı ise ve kasada 60 bin varsa, neden ödemeye elleri gitmez?
Alınmayan bir para ise, neden gelir hanesine yazılır? Anlamak mümkün değil.
Ajanstaki gözetmen yazımda başka ne yazdım?
?Çok ama çok gecikmiş gözetmen bedelleri var?.. Bu da yalan mı?
İzmir?den gönderilen ve yazının altında yayınlanan gözetmen yazısına bakın.
Bir İzmir, tek başına, geçen yıldan 20 küsur bin bekliyor hala..
Gerçi ben tahmin edebiliyorum ama ya, neyse..
?Bir yıl? geçti geçecek neredeyse..
Hiç mi devletten bunun için para alınmadı?
Alındı ise, neden kapatılmadı hesaplar?
Bir iş yaparsınız federasyona, kallavi bedelle..
Beklersiniz ödemesini. Gücünüz varsa gecikebilir ödeme sizi sıkmaz..
Ama yüzlerce genç insanın hesabına 200-300 lira hak edişleri..
Ödeme listesinin en dibine itemezsiniz.
Her türlü gerekçeniz, çöptür bu konuda..
Çünkü, o çocukların haklarını ilk planda ödemelisiniz.
Gerekirse, üst düzeyine ödeme yapmazsın..
Altlarındaki arabaların benzinini kısarsın..
Alırsın cep telefonlarını ellerinden..
Ya da her nereden kesinti yaparasan yapar, ama önce o ödenekleri çıkartırsın.
En çok üzüldüğüm konu..
Haklarını aradığım bu gençlerin bir kısmı..
Sırf pozisyonlarını korumak adına olsa gerek..
Ya da, hakikaten kendi haklarını aldılar diye..
Hepsinin adına yaptığım savunmaya lekeler atmaya çalışlıyorlar ya..
İşte bu, kanıma dokunuyor.
Arkadaşlar; bu yazılarla benim, ajansımın herhangi bir maddi ilgisi var mı?
Gözetmenlere ödemediğinizi bana ödeyin mi dedim?
Siz, neyin kavgasını verdiğinizin farkında mısınız?
Bir gözetmen, ?sessiz çoğunluğun sesi? diye yazmış, bizim için..
Bu, Türkiye gerçeği zaten.. Çoğunluk susar, azınlık tepinir.
Burada da geçer akçe oldu, bu kural..
Eğer ki, bir kısım gözetmene hakikaten ödemeleri aksatmasız yapılıyor da..
Diğer bazılarına bilerek geciktiriliyorsa..
Bunun vebalini hiç kimse, hiçbir zaman ve hiç bir yerde ödeyemez!
Yönetim, yeni gözetmenlerle eski gözetmenlerin belini kırmak gibi..
Akıl dışı, ahlak dışı bir uygulama içindeyse eğer..
Yazıklar olsun demekten başka ne gelir elden?
Bu kanıya varma nedenim, federal sitede bugün yayınlanan açıklamalar..
Sözüm ona, bizim yazıdan sonra görüş açıkladı, gözetmen kurul başkanları..
Ne kadar gönülden, ne kadarı zorunlu-emri vaki sırıtıyor.
Eminim, bir üst yönetici, artık kim ise..
?Şu Aydın?a cevap verin? diye teyakkuza geçirmiş..
Gözetmen kurul başkanları da yazmış, destek açıklamış.
‘Biz kimseden emir almayız’ diye çıkmasın ortaya kimse..
Görevde olan bir kurul başkanının, aksi bir beyanı olmasını kim bekler?
Kazara biri yapıverse, anında alınır o görevden, yalan mı?
Bu yüzden, kusura bakmasınlar ama..
Pek çoğu ile selam sabahımız olan bu arkadaşlar..
Yazdıklarınız, bence, çok gerçekleri yansıtmıyor, fakat..
Ne size kızıyorum ve ne de bu konuya takılıyorum.
Elbet, sizler istenenleri yapıyorsunuz.
Ama yarın, her hangi bir nedenle sizin de tek yön biletiniz kesilirse..
Bilin ki, ajans sizlerin de yanında var olacak.
Biz de küsme, kızma yok, kırgınlık ise hiç yok..
Eminim bir çoğu, birilerini kızdırmamak adına..
Gözlerini kaçıracak, selam vermekte zorlanacak..
Bence bunda da zorlanmayın, bugününüz ne gerektiriyorsa onu yapın.
Yatın kulağınızın üstüne! Yarını düşünmeyin.
Bırakın onu başkaları düşünsün.
Ne zaman düşünür ve ne zaman size sıra gelirse..
Gözetmen yazısında son cümlede, Başkan Metin?e seslenmiştim..
Ne yap et, bunları öde..
Sırt sıvazlama veya üzülmek, ödeme metodu değildir diye..
Yineliyorum bu mesajımı..
1,6 milyon liranın sağa sola bir şekilde harcanması için..
Önüne gelen belgelere attığın imzanı..
Gözetmen çocukların haklarını ödemek için de kullan lütfen.
Ama zaman geçirmeden ve de kimseyi germeden.
Her şeyin başı ‘Metin abi’..
Abiliğini gözetmen çocuklar karşısında da sergilemeli..
Üstelik, mahallenin tüm gençleri için yapmalı bunu..
Dün işini gören, ama bugün küsüp gidenleri de kucakla, Sevgili Metin..
Alalacele web sitenden gözetmen dayanışma mesajları yayınlatmak..
Hangi sığ görüşlü danışmanın veya yöneticinin fikri ise, bir daha düşün..
Bu da çözüm değil. Sizinki panik atak durumları..
Allah iflah etsin hepinizi.
Madem herkes izmir Gözetmen Kurulu adına yorum yapabiliyorsa, ben de yaparım o zaman! ‘Para pul önemli değil’ denilmiş açıklamalar da, benim gibi çalışan arkadaşlar, gönül veren arkadaşlar için tabii ki bir önemi yok, ama üniversite öğrencisi arkadaşlarım var bunların içerisinde, belki de sadece buradan gelecek olan gelir ile ailesinin yükünü azaltacak diye düşünen kesimi neden hiçe sayıp da bizim adımıza açıklama yapıyorsunuz? Kimse kimsenin adına yorum ve açıklama yapmasın mümkünse, ilk önce kendi içimizde ki tartışmalara son verebilmek için açıklamayı tarafımıza yapın , sonrasında bizim adımıza açıklama yapın.
İçten içe kanayan bir yaraydı. Bu yaranın röntgenini çeken uzman biri çıktı. Bu ameliyatı sonlandıracak cerraha ihtiyaç var!
Sayın yazar bataklığa dalmışsınız siz.