Gözetmen
Metin Başkan, ?yazıyor?..
Artık, kendisi mi yazıyor..
Ya da başkası mı, bilemem..
Ama yazıyor ve bu, yayınlanıyor.
Nerede derseniz, adres belli;
Federasyonun sitesinde..
?Start Finiş? adlı sanal dergilerinde..
Bu sayede biz de öğrenebiliyoruz..
Bazı gerçekleri ve rakamları..
Bu sayede bir araya getirebiliyorum..
Tablonun bazı parçalarını.
Misal, ?gözetmenler? konusu..
Başkan?ın en çok üzüldüğü..
Bence, ?kanayan yarası?..
Gözetmenleri, göz ettiniz mi hiç?
Görev başında ne yaptıklarını..
Ne yiyip ne içtiklerini..
Kaç saat görev aldıklarını..
Ve, karşılığında ?ne? aldıklarını..
Hak edişlerini ise ?ne zaman? alabildiklerini?
Onlar, bu sporun ?tabanı? olan insanlar.
Yok farz edin bir an için..
Tek bir gözetmeniniz dahi yok!
Ne yapabilirsiniz?
Ya da, ne yapamazsınız?
Hiç bir halt yapamazsınız!
Onlar, bu sporun olmazsa olmazlarındandır..
Yarışçılar gibi, hakemler gibi, kulüpler gibi..
Olmazlarsa, yarışlar olmaz, olamaz..
Etapların güvenlikleri sağlanamaz..
Yolda kalandan kimsenin haberi olmaz..
O kadar önemliler ama o kadar da önemsenmezler..
Misal, yarıştan bilmem kaç saat önce..
Sabahın kör bir saatinde bir yerlerde toplanırlar..
Etaplara götürülürler..
Henüz daha yarışçılar üzerinde pireler uçuşurken..
Onlar, bu kör saatlerde görev alanlarına dağıtılırlar..
Sanmayın ki, omuz omuza, sohbetle geçer zamanları.
Kiminle yapacaklar sohbeti?
Kime dayayacaklar omuzlarını?
?Tek? başlarına bırakılırlar, ormanın bir yerine..
İkisi arasında en az 300-500 metre mesafe ile..
Ellerinde bir telsiz varsa, ne ala!
Birbirleri ile konuşur veya şakalaşırlar..
Bir de torba tutuşturulur ellerine, yine sabahın köründe..
İki adet yarım litrelik su, bir adet kutu meyve suyu..
Bir adet elma ve bir adet sandviç..
Kuru peynir olmasın diye arasına marul konulursa ne ala..
Ki, o da sandviçi eder mi vıcık vıcık..
Adı, ?kumanyadır? ve günün ?tek? katığıdır.
Sabahın köründen, akşamın körüne değin..
Nasıl ki yarış başlamadan saatler önce etaba bırakılırlarsa..
Aynı şekilde de, ancak yarış bittikten nice sonra toplanırlar..
10?u kesin, küsurunu siz ekleyin, saatlerce ormanda tek başına..
Gencecik delikanlılar.. Gencecik genç kızlar..
Aklım ermez bazen.. Babalık damarım sorgular;
Bu çocuklara bu iş nasıl anlatılır ki, gelirler buralara?
Çekilesi çile değil. Sevgi desen, batsın bu sevgi denir.
Üste alacakları para ise, komik ötesi.. 20-40-50..
O da, ne zaman alabilinecek ise..
Yani, bu gençlerin, gözetmenlik yapmaları için geçerli tek akçeleri..
Bu spora gönülden bağlı olmaları ama..
Çoğunlukla da ?arkadaş? iteklemesi ve de zaman geçirmek..
Sosyal olmak, aktifleşmek.. Ki, bunları bizzat onlarla yaptığım..
Nice sohbetlerde bizzat duymuşumdur..
Hepsi, yüksek okullarda okurlar..
Pek çok keresinde, ?otomotiv mühendisliğinde? okuyana denk geldim..
Onlara daha çok hak veririm; konuları yabancı değil..
Ama, tarım okuyanı var, ne alaka ise..
Fizik, kimya okuyanları var, otomobille kel alaka..
Bu yüzden, gözetmenlik nedenini çok anlayabilmiş değilim.
Har vurulup harman salınan bir gençliktir bu.
Hep aynı kişiler, göz aşinalığı yaptığı gibi..
Çok farklı ve ilk kez gelenleri de çoğunlukta.
Federasyon, ?binlerce? der, gözetmen sayısını..
O kadar çok gözetmen var, hatta olmak isteyen adaylar daha da çok!
Bu yüzden her sezon öncesi eğitim açılır, onlara, yenileri gelsin diye..
Hani, 30-50 lira günlük ?harcırahları? var ya, almaları gereken..
Onları da alamazlar bir türlü, nedense..
Başkan, ?buna çok ama çok üzüldüğünü? yazdı son baş yazısında..
Dokunaklı cümlelerdi, kim dizdi ise tebrik ederim.
Cepheye sürülen askerin sırtının sıvazlanması gibi..
Hep, sırt sıvazlama. Ama kimse düşünmez, şartları nasıl iyileştirir diye.
Başkan, ?devletten tek kuruş almadan yarı sezonu geçtiklerini? yazdı.
Devletten tek kuruş almadan, 1,5 trilyon para çevirmişler, yarı sezonda.
Ne âlâ!.. Demek ki kasa hiç boş kalmamış.. Ama;
Ne hikmetse, hep çocukların ?sakız paraları? söz konusu oldu mu, boş geçilmiş.
Yani, kadrolu herkese maaş var, takır takır (umarım)..
Her hafta sonu yarışlara seyahatler gani gani..
Sanal dergilere ödemeler düzenlidir mutlaka..
Ama, gözetmenlere ?kuruş? yok!
Kaç para derseniz, toplasan yarı sezon bütçesi 100 bin belki eder..
Hadi, 150 olsun. 1,5 milyon nire, 150 bin nire.. 100?de biri.
Bütçeyi denkleyen arkadaş, neden bu gençleri düşünmez acaba..
Piyasaya ödemeyi geciktirsen bir iki hafta, çıngar çıkarırlar..
Gençleri 6 ay sallasan, gariplerin sesi duyulmaz.
Şöyle bir ?teori? geliştirdim, doğru yanlış benim boynuma..
Diyorum ki, bu harcırahlar ?bilerek? geciktiriliyor.. Nasıl mı? Açayım..
Harcırahların aslında devlet ödeneğinden ödenmesi gerekiyor.
Ama devlet, federasyona ?kuruş? koklatmıyor ya..
Biriken harcırahlar, Genel Müdürlüğe karşı ?koz? olarak tutuluyor.
Verirsen ödeneği, öderiz harcırahları. Yanlış mı, yalan mı?
Aksi olsa, 1,5 milyon lira bulup ta her bir şeye ödeme yapanın..
Yüzlerce gencin 150 bini geçmeyen harcırahlarını bir çırpıda ödemesi lazım.
Dedim ya, bu benim ?teorim?, kimseyi töhmet altına sokmak istemem.
Hatta, belki de, federasyon politikası, doğru ya da yanlış.
Ama gençlere büyük haksızlık. Ve bu, öyle..
?Çok üzülmek? ile geçiştirilecek bir konu değil.
Bir an önce, çocukların harcırahların tamamen ödenmesi gerekir.
Her şeye para bulabilen bir yönetim, buna da ve acilen bulmalıdır.
Bilemiyorum, bu ve benzer konular, sorunlar..
Gözetmenler arasında ne gibi rahatsızlıklar yaratıyor?
Durumdan memnun olmayan ve görev almayan kaç kişi var?
Misal, son örnek, İstanbul Pist Yarışı.
Gençler, İstanbul Park?taki yarışlar havuç gösterilerek tavlanıyor.
Formula?da bayrak sallamak, ERC?de görev almak vs..
İstanbul?da yarış, İstanbul Park?ta görev, cafcaflı ama..
Ankara?dan gözetmen gelmesi.. Ne perhiz ne lahana turşusu diye laf var..
İstanbul?da gözetmen kalmadı mı? Ya da, görev aldırılamıyor mu?
Ankara, mecburiyetten mi geldi, İstanbul?a?
Bunun için bir kaçış yolu sunayım, yorulmayın siz..
‘İstanbul dışı illerdeki gözetmenlere de tecrübe kazandırma fırsatı.’
Nasıl, geçer akçe değil mi? Ya da, iyi bir bahane..
İster İstanbul, ister Ankara.. Hatta, ister Antalya..
Nereden getirirsen getir ama görev verdiğin çocukların haklarını..
Zamanında öde, sevgili Metin. Üzülmek, ödeme metodu değildir.
Gözetmen arkadaşlar çok çile çekiyor yazdıklarınıza göre haberimiz yokmuş benim size bir sorum olacak madem bu kadar organizasyonlara gidiyorsunuz da neden İstanbul daki organizasyonlara gelip gözlem yapmıyorsunuz acaba istanbul daki bazı kulüpler dergineze üye olmadığından kaynaklanmasın neyse gözetmen arkadaşlar her kulübün düşündüğü ve madur etmedikleri arkadaşlarımızdır böyle yandaş yazılar yazıp insanların akıllarını bulandırmayın
.
Arkadaşım yazıyı düzgün oku ondan sonra yandaş vs gibi yorumlar yaz kluplerle alaka?ı hıc birşey yok gözetmenlerin zaten klüplerle işi olmaz fedarasyon gecen seneden beri 3 kuruşluk gözetmen paralarını ödemiyor ve bu sıkıntı oluyo içinde olmadığın bir konu hakkındada yorum yapma esas sen kimin yandaşısın onu söyle
Benden önce sanırım bir gözetmen arkadaşın cevabı sisteme düştü, gerçi o da güzel yanıtlamış sizi ama, bu benim cevabımın yerine geçmez. Kim olduğunuzu bilmiyorum ama belli ki federasyona yakın ve hatta belki de içinden birisiniz. Olabilir.. Ancak yazdıklarınızı belli ki hiç düşünmeden kaleme almışsınız. Bu ülkede, organizasyonları benden çok gezip inceleyen ikinci bir şahış, sanmıyorum ki yoktur. Benim gittiğim yarışların bir çoğuna da, federasyonun üst görevlileri dahi gelmez. Gelse de dağ bayır gezmez. İstanbul’a gelince.. insan evindeki organizasyonları kaçırır mı? Pardon, ama hangi yarıştan bahsediyorsunuz?
Nasıl bir alaka kurma kabiliyetiniz var ki, gözcü gözetmenlerin sıkıntılarını dile getiren bir yazıyı, kardeş dergimize üyelik gibi kel alaka bir konuyla bağdaştırabiliyorsunuz? Yazının hangi satırında bir kulüp adı var? Hangi kulüp, bu yazıdan nem kaptıysa, kendi namına yorum yazabilir, ajansa açıklama da gönderebilir. Ayrıca bu konunun kulüplerle değil, bizzat federasyonla alakalı olduğunu ergen yaştaki herkes anlayabilir. Sizin böyle bir eksikliğiniz varsa, o da sizin sorununuz.
Konuya hangi açıdan (federal misiniz, gözcü gözetmen mi, yoksa kulüpçü mü, yoksa sade seyirci mi?) baktığınızı söyleyin hele bir önce. Eğer, federasyonun bir kısım gözetmen arkadaşınızı mağdur etmediğini düşünüyor ve hatta iddia ediyorsanız, bu çok daha vahim bir tablo olur. Çünkü o zaman, federasyon çifte standart uygulamaktadır. Bakıp ta göremediğiniz etrafınızda hakları yenen, paraları ödenmeyen, kırılan, ezilen ve bu yüzden de spordan uzak durmayı tercih eden o kadar çok gözetmen genç var ki, sizin gibi federal yapını duvarının ta dibinde durup ta bunları yaşamayan biri(leri) bundan elbet anlayamaz.
Yaptığımız bu haberin izlenirliği, geri dönüşleri, yazılı ve bizzat telefonla alınan mesajlar, tam isabet kaydettiğimizin başlıca delilleri. Ayrıca, konu bu yazı ile de bitecek gibi değil. Ajansa ulaşan bilgi, belge ve görüşleri toparlayarak yine ve yeniden okuyucularımızla paylaşacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Bir de bilmediğiniz, anlamadığınız ve asla da anlayamayacağınız (dergi, ajans, üyelik gibi) konularda da laf atmaya kalkmayın, sizin hiç haddinize olmayan ve üzerine yapışıp kalacak konulardır bunlar. Selametle yolunuza gidiniz…
Aydın Hoşgör / Editör
Aydın bey çok doğru bir konuya değinmiş,yarış organizasyonlarının neredeyse tüm yükünü çeken gözetmenler olmasına rağmen kendilerine yokmuş gibi davranılan ve olsada olmasada olurlar gözüyle bakılan bir topluluk.Evet bu gönül işi, bu spora gönül vermiş benimsemiş insanların yaptığı ve görev yaparken zevk aldığı emek verdiği bir uğraş,tabiki öyle olmalı ki bu görevi yapan insanlar kar,yağmur,çamur,soğuk ve sıcak demeden bu işi yapıyor ve emek veriyorlar,kılimalı odalardan izlemiyorlar yarışa gelirken lüks marka araç kiralayıp ve gün sonunda lüks restoranlarda rakı balık veya benzeri şeyleri yapmıyorlar onlar sadece değer verilmek ve yaptıkları işin , emeğin karşılığını haklı olarak istiyorlar.İZMİR Bölgesi olarak en yoğun yarış programına sahip olan il biz olduğumuz halde hala 2013 yılından alacağımız bulunmakta ve bu sebepten dolayı gözetmen kaybı yaşamaktayız korkarım yarın organizasyonlarda görevlendirecek gözetmen bulamayacağız.Aydın Beyin yazdığı gibi 1,5 milyon olan bütçeden bu paralar nasıl ödenemez İZMİR olarak 21 BİN TL. alacağımız var ama hala 2013 yılndan beri bekliyoruz.Birde sormak lazım acaba neden bir MHK oluşturulmuyor ve gözetmenlerin hakları bu kurum tarafından savunulmuyor.Ben kendi adıma ve inanıyorumki tüm İZMİR gözetmenleride katılıyorlardır. Aydın HOŞGÖR Beye teşekkür ediyorum,sessiz çoğunluğun sesi olduğu için.TEŞEKKÜRLER Aydın HOŞGÖR.
Kaan bey..
Konu hakkında içten yorumunuz ve samimi sözleriniz için teşekkür ederim. İzmir’in alamadığı harcırahları bazılarının kör gözlerine sokmuşsunuz ama onlar zaten görmeme konusunda ısrarcılar, ne yapsak ve yapsanız fayda etmez. Ve, ne de güzel söylemişsiniz, sessiz çoğunluğun sesi diye.. O kadar çoksunuz ki ama sizlerin bu sessizlikleri bir avuç insana cesaret veriyor, üste çıkmaya çalışıyorlar. Sevgiler..
Aydın Hoşgör / editör
Anlaşılan yazdıklarım birilerin canını yakmış geçmiş donemdeki borçları kimse inkar etmiyor ki bir sene olmuş göreve geleli daha devletten bir lira destek almadan sene başından beri onlarca organizasyon yapmış tabiki gözetmen arkadaşlar bu organizasyonlarda en çok fedakârlıklar yapmışlardır kimse haklarını yiyemez ben inanıyorum ki federasyonunuz en kısa zamanda ödemeleri yapacaklardır maalesef ülkemizde meyve veren ağaç taşlanır. Ben kimsenin yandaşı değilim doğru insanların yanındayım. Sayın Hoşgör benim kim olduğumu isterseniz iki dakikada bulursunuz mail adresim ve ismimi yorum yaparken bildiriyorum emin misiniz her organizasyona gittiğinizden sizinle en son konuştuğumda 600 tl üyelik ücretimiz var üye olursanız sizlere de dergimiz de yer veririz demiştiniz, ama siz hatırlamazsanız selamlar.. Allah’ın selameti üzerinizde olsun…
Haklısınız, iki dakika olmadı sizin kim olduğunuz hakkında bilgi edinmek için. Her organizasyona gittiğimi size kim söyledi? 30 Yıldır izlediğim yarışın sayısını ben bile tutmadım ama her yarışı izledim diye de hiç bir yerde yazmadım, söylemedim.
En başta Metin Başkan’a onlarca kere serzenişim var bu konuda. Aynı hafta sonu dört farklı yerde yarış koymayın diye. Sizin -sanırım- dahil olduğunuz kulübün mahalli yarışı haftasında da farklı yerlerde yarışlar vardı ve evet, ajans olarak tercihimizi başka yarışlara yaptık. Federasyon dahi yaptığı 100 küsur yarışa ancak geniş bir kadro ile yetişmeye çalışıyor.. Ajansın federasyon gibi geniş kadrosu yok, her yere yetişmesi zaten fiziken mümkün değil.
Eğer, tespitim olan kulüpten iseniz, bu konuda sezon başında birilerine bilgi verdiğimi hatırlıyorum ama bu siz veya başkası, iddia edemem. Ajansın ve derginin çalışma koşulları da gizli değil, aksine aleni bir şekilde zaten sitemizde yayınlanıyor. İnkar edecek olsak, bunu açıktan yazmayız. Ulusal, mahalli veya özel, her yarışı yerinde izleme şansına da sahip değiliz, mecbur da değiliz. Biz değil, devletin AA’sı, özelin DHA ve IHA’sı gibi her mahallede muhabiri olan ajanslar dahi yarışların pek çoğuna gitmiyorlar. Onları da eleştirmeyi düşünür müsünüz?
Bizim ajans ve derginin çalışma koşulları konusunda ayrıca bir yazı daha yazmak farz oldu, çünkü artık anlamayan değil, anlamak istemeyen ve kendisini ajansın ekranı ile dergi sayfasında göremediği için içten içe hırs besleyenler, her buldukları ufacık delikten bile üflemeye başlıyorlar. Ama bilmiyorlar ki, onların üfürükleri ne ajansı ve ne de dergiyi sarsar. Bazı absurt laflara, sözüm ona yorum diye kılıflanmaya çalışılan hezeyanlara yanıt anlamında, evet, bu konuyu bir kez daha yazacağım.
Ama burada söylemek istediğim; siz ve kulübünüz, ajans ve dergiden medya anlamında faydalanmak istiyorsanız, bunun bedelini ödemek zorundasınız. Federasyonunuz, sezon başında bedelini ödemediğiniz takdirde size organizatör lisansı veriyor mu? Ona da aynı tepkiyi gösteriyor musunuz? Ajans, aynı hafta sonu birden fazla yarış varsa eğer, takip etmekte olduğu üyesi kulüplerin yarışlarını tercih etmektedir. Bu da gizli saklı bir bilgi değil, alenidir.
Bu durumdan memnun olmayanlara ne düşer? Gider, başka bir yerlerden bilgilendirme yaparlar kendilerine. Ajans ve dergiyi izleme konusunda kendilerini zor tutanlar mı var? Kusura bakmayın ama, üstelik üzerinize hiç te vazife olmayan görüş ve eleştirilere dahi bu kılıfı geçirmeye kalkarsanız, ölçüsü tutmaz, üstünüzde paralanır, benden söylemesi.
Son olarak, son yönetim için bir yıllık diyorsunuz ya, önceki yıllarda kim vardı dümende, güldürmeyin Allah aşkına..
Aydın Hoşgör / editör
Sayın Hoşgör.
Her şeyden önce kendimi tanıtmak isterim beni öyle 2 dakikada bulamazsınız çünkü. Ben Mesut Kılınçarslan. Beykoz Offroad Kulübü yöneticilerinden biriyim. Sayın Zafer beye vermiş olduğunuz cevabı yayın ve iletişim ahlakına aykırı bulduğum ve bu seviyesiz yazılarınızı Kulübümüzün dahil etme çabasında olduğunuzu gördüğüm için size sizin kelimelerinizle cevap vermek istiyorum.
Siz kendinizi karşılaştığınız AA, DHA ve IHA gibi ajansların yanında hiç bir halt değilsiniz. Ergen çocukların bile anlayacağı şekilde taraflı yayın yapan şu anki federasyon yönetimine düşmanlık derecesinde muhalefetin oyuncağı olmuş birisiniz. Sizi motor sporları camiasında 30 yıldır tanıyanlar olabilir. Yalnız benim görüşüm odur ki sizi 15 dakika da tanıyan insan sayısı azımsanmayacak kadar çoktur.
Motor Sporları camiasında bugüne kadar En fazla organizasyonu yapan bu federasyon, bu organizasyonları bütün görevlilerin fedakarlığı ve özverleriyle milli mücadele ruhu ile ülke kalkınması ve farkindaliklarini artırmak için yapmıştır. Elini taşın altına sokmak tan hiç çekinmemiştir. Hiç bir çaba federasyon ve birlikte çalıştığı kurumların arasına giremez. Gücü yetmez. Isterseniz sizde bekleyin ve görün. Aklı selim yaşanmışlıkların farkında olan gözetmenler ile Federasyonu kutuplaştıramazsınız. Lütfen bu çabanızdan vazgeçin.
Evet sizde haklısınız, bir değerin fark edilebilmesi için, karşılaştırma kriterleri olmalıdır. Sizin varlığınız buna ışık tutuyor. 30 yıldır faaliyet raporu bile olmayan 3-5 organizasyonla devletten ödenek alan yönetimlerin sonrasında bu federasyonun yaptıkları fazla gelmiş ve idrak edilmemiş olabilir. Allah sizin yolunuzu doğru yola revan etsin.
Sayın Kılınçaslan,
İfade seviyeniz biraz düşük olsa da, neticede görüş bildiren bir okur olarak size de yanıt verme gereğini duyuyorum. Anlayamadığım, bu agresif tavrınızın sebebi nedir? Verdiğimiz bir başka yanıtın hiç bir tarafında, kulübünüzün adı zikredilmedi. Nereden çıkardınız kulübünüzü dahil etme çabalarını? Pardon ama, siz niye üstünüze alındınız?
Bize ?federasyon yönetimine düşmanlık derecesinde muhalefetin oyuncağı olmayı? biçerken, siz de yönetimin şakşakçılığı durumuna düşmüyor musunuz? Siz, bu sporun kulübü değil misiniz? Yönetime karşı bu kadar sağır ve kör olmamanızı önemle hatırlatmak isterim. Ayrıca da, hakkımızda ne düşünürseniz, bir misli ile sizin de olsun!
Şahsımı 15 dakika da olsa tanımış olanlar arasındaysanız eğer, gerçekten bu zamanınıza dahi yazık olmuş. Bırakın başkaları adına, kendi adınıza dahi hakkımızda bir yorum yapmanız için, en az, bizim bu sporda geçen yıllarımız kadar emeğinizin olması gerekir.
Kelimelerinizin ve üslubunuzun, en başta denetim kurulunda görev aldığınız kulübünüzü temsil etmediğine yürekten inanıyorum. Doğru yolu bulma konusundaki dileklerinizi ise herkes adına katılıyorum. Buna sizler de dahilsiniz.
Aydın Hoşgör / Editör
Valla tek kelime ile helal olsun! A lisanslı ve 10 yıla yakın bilfiil her türlü yarışta görev almış bir hakem olarak bu yazınızı ayakta alkışlıyorum bu yazdıklarım tamamen kişiseldir, herhangi bir kulüp ya da grup adına değildir, yazdıklarımdan bizzat kendim sorumluyum.
Gelelim, bir insan evladı neden beş kuruşu en az 6 aydan önce alamaz, yemek, konaklama vs bir çok sıkıntı ile boğuşur da tekrar niye görev alır? Bunu çok düşündüm, bir çok cevabı var ama en önemlisi bu hakem camiasında kurulan sağlam dostluklar ilk sırada! Öyle sıradan bir camia değil çoğu üniversite mezunu, çok ciddi işlerde çalışan devlet memurları özel sektörde mühendis ve yönetici pozisyonlarındaki insanlar, sporcular, sanatçılar, ve yarısından fazla da üniversite öğrencileri.. Emekli Albay’dan tutun, benim gibi resim öğretmenlerine kadar büyük bir yelpaze sağ duyulu, zevk sahibi ve bu sporu gönülden seven insanlar. Yapılanların ve muamelenin de hepsinin farkındayız. Çook şey yazarım buraya ama değmez. Lafım size değil tabii yanlış anlamayın Aydın bey..
Lafı şu anektot ile bitirmek istiyorum; Filozofun yanına gitmişler ve sormuşlar, söyle e alim insan bana, kainatta insanoğlunun yapacağı en büyük aptallık ne olabilir? Cevap; İnsanın karşısındakini aptal zannetmesidir, demiş. Herkes anlayacağı kadarını alır. Tekrar, biz hakemlerin düşüncelerini çok iyi yakalayan bu yazınızı tebrik ediyorum. Bravo, bravo, bravo..
Aydın Bey,
1992 yılında federasyonun kuruluşunun ardından açılan ilk seminerle camiaya aday hakem olarak giren birisiyim. 2004-2005 yılına kadar da görev yaptım.. Bu sürede Gözetmen olarak nelere şahit oldum; siz tahmin edin lütfen.. Yazınız ancak yarısıdır desem abartmış olmam herhalde. Değişen yönetimle bayrağı devrettiğim genç kardeşlerimin durumları da iyileşmiştir.. Birazcık daha rahat şartlarda, (Yanlış anlamayın çok rahat da değil. En azından doğru düzgün kumanya bile bulunmaz nimettir. görev yapıyorlardır diye umut ediyordum.. Bir dönem şehir dışı yarışlara götürülen gözetmen ve gözcülerden kiralanan otobüsün parası toplanıyordu. En azından yazınızdan artık böyle birşeyin olmadığını kabul ediyorum. Bu bile en azından sevindirici bir durum.
Tüm Otomobil Sporları Camiasına seslenerek başlamak istiyorum..
Aydın Bey’in yazısına neden bu kadar tepki gösteriliyor? Adam, gözetmenlerin haklı mağduriyetini yazdı yer yerinden oynadı! Ne siyasetçiliği, ne politikacılığı kaldı. Neredeyse darbe girişimcisi olarak, federasyonu devirecek güç gibi görülmeye başlandı. Adamcağız yazısında bir tek gözetmenlerden ve sorunları çözmekte geç kalan federasyon yetkililerine seslenmiş, neden kulüpler üzerine alınıyor anlamadım, onlara hitap bile etmiyor!
Önceki federasyon yönetiminin aldığı kararın,bu kararı hatırlatmama gerek var mı bilmiyorum ama, ücret ödemeleri ile ilgili olan hani, “mahalli yarış dahi olsa, paralar federasyon bünyesinden ödenecek, kulüplere destek mahiyetinde,bu değişecek mahalli organizasyonların ödemeleri tekrardan bize geçecek” diye mi korkuyor ve bu konuyu bu şekilde başka boyutlara çekmeye çalışıyorlar?
Toplum olarak bakıyoruz ama görmüyoruz. Keşke bir de görmeyi öğrenebilsek. Gözetmen kurulları da, acaba, yazdıkları yazılarda, kendi gözetmenlerine “biz bu şekilde federasyon sayfasına yazı yazıyoruz, destek veriyoruz” diye sordular mı acaba? Kendileri bu yazılarla tarafsızlıklarını yitirmiş olmuyorlar mı acaba? Biz, unutmayın GÖZETMEN(HAKEM)’leriz! Federasyonun başında kim olursa olsun, tarafsızlığımızı yitirmemeliyiz. Biz hiç bir tarafta değil, bağımsız, başlı başına federasyon bünyesinde de olsa ayrı bir oluşum olmalıyız, bir MHK oluşturulmalı ve bunun başkanını da gözetmenler şeçmelidir.
Gözetmen kurulu olarak, bırakın alkış tutmayı, alkışlanın. Ben de gözetmen kurulu üyesi olarak, bana dahi bilgi verilmeden yapılan bu açıklamayı reddediyor ve İzmir gözetmenleri adına olmadığını belirtiyorum. Lütfen, ortada bir sorun varsa bu sorunu çözmeye çalışalım. Evet, hepimiz bu geminin içindeyiz, gemi su alıyor ve bu gemiyi kurtarmak adına hiç bir şey yapmıyoruz. Sadece havanda su dövüyoruz! Gönüllülük ve zevk aynı teranelerdeyiz, evet sevgi bu spora karşı muhakkak var, ülke şartlarını da unutmayalım, ki ücret te önemli, her türlü zevkin karşılığı var, karşılıksız hiç bir şey olmuyor.
Kendi yaşantılarında çok üst düzey görev yapan arkadaşlarımız var. Bu insanlar üçün beşin peşinde değiller, o yüzden sesleri çıkmıyor, çünkü yakıştıramıyorlar kendilerine, ben de devlete 20 yıl boyunca şanıyla hizmet etmiş biriyim. O yüzden Aydın Beye ‘sessiz çoğunluğun sesi’ dedim. Gelin, biz birbirimizi bıçaklamayalım, kucaklayalım ve Aydın Bey’e teşekkür edelim. Ben ve benim gibi düşünenler adına, tekrardan teşekkür ediyorum. Çünkü biz tarafsızız ve kimseden bir beklentimiz, koltuk kaybetme kaygımız, sahte sevgilere ihtiyacımız yok. Herkese teşekkürler.
Yaklaşık 7 senedir otomobil sporları camiasında hem gözetmenlik, hem de organizasyon alanında destek vermekteyiz. Gözetmenler olarak bir çok zorluk yaşasak da, sporun gelişmesi için enerjimizi, zamanımızı, gerektiğinde de paramızı harcıyoruz. Aydın Bey’in yazısında bir çok önemli konu ortaya çıkmış. Bu yazı için ekibimiz adına teşekkür ediyoruz.
Aydın beyin yazısınında yanlış veya abartılmış bir durum yoktur. Aksine söylemediği daha çok şey vardır. Bunun yanında gözetmen sayısının azalmasında , tecrübeli gözetmen açığının oluşmasında, ücretlerin ödemelerindeki sıkıntıların yanında, yarış sırasında görevli gözetmenlere kulüp tarafından yeterli şartların sağlanmamasıdır. Yani federasyon kadar kulüplerin de hataları çoktur.
Gelelim Aydın Bey’in bu kadar tepki almasına. Kendisi bulduğu her fırsatta federasyonu yerden yere vurmaya çalışan, yapıcı değil yıkıcı eleştiriler yapan. Sadece kendisine para ödeyenler (kulüp, reklam veren) için haberler yapan. Yani taraflı yayıncılığı ilke edinmiş ve bunu söylemekten çekinmeyen biridir. Hal böyle iken hiç bir fırsatı kaçırmadan federasyon yönetimine yüklenmeyi görev edindirilmiş bir kişinin, gözetmenlerin üzerinden, bağlı bulundukları kuruma yüklenmesi pek samimi gelmemektedir. Bundan önce gözetmenlerle ilgili yazdığı yazılara bakıldığında da bu açıkça görülmektedir.
Kendisine tavsiyemiz gözetmenler üzerinden siyaset yapmayı bırakmasıdır. Aynı yazıyı başka biri yazmış olsaydı tüm gözetmenler arkasında olurdu heralde. Bir de kendisine bir bilgi vereyim, kendisi bu yazıyı yazdığı sırada zaten ödemeler yapılmaktaydı. Ödemelerin yapılmasında kendisine pay çıkarması komik oluyor.