Chiodo mu?
Mitolojik uçan atı kendine simge seçen takımı hepiniz gibi ben de izliyorum.
Kâh uzaklardan, kâh fiilen yakından…
Zaten şu ralli denen mereti 1972’den beri izler, gözlerim.
Bazılarınız hoşlanmasa da bu fonksiyonumu uzaktan da ifa edenlerdenim.
Hıncal Uluç ve bazıları gibi…
Zaten okuyucuyu da bağlayan yazının içeriği değil mi?
İstersen helikopterden izle, önemli olan yazının kalitesi.
Değil mi?
Neyse, ben geleyim sadete.
Şu uçan at takımı biliyorsunuz bir sezon da Avrupa Şampiyonu ile yarıştı.
Şanslı İtalyan, Avrupa Şampiyonu 3. kez olduktan sonra Türkiye Ralli Şampiyonası kovalamaya başlamıştı…
Yanılmıyorsam şampiyonadaki 2. yarışıydı Şanslı’nın…
Servise girmeden birden ortalık karıştı.
Sakin İtalyan mekanikler bir şeyler deyip, furgondan lastik indirmeye başlamışlardı…
Aynı tabloya bir başka rallide de rastladım.
Ve yine aynı kelime kulağıma çalındı.
Chiodo.
Neydi bu chiodo?..
Sonunda öğrendim. Çivi demekmiş. İtalyanca’da.
Bu chiodo batması aynı takımın başına geliyordu hep?
Sonra başa koşan İtalyan memleketine gitti ve chiodo vakaları da bitti.
Son Ege Rallisi…
Uçan atın pilotu başa koşmaya yeltenmez mi?..
Spinle hırslanmaz mı?.. Derken…
Pat!
Hem de ara kapanmışken…
Bir chiodo vakası???
Kimseyi zan altında bırakmak gibi bir niyetim elbette yok.
Mekanik spor bu, her şey olur.
1988’de koskoca Tomi Makkinen’in Lancia’sı olmaması gereken kütüğe patlatmamış mıydı?..
Bu chiodo da, işte öyle bir şey…
Aklıma gelmişken yazayım dedim, o kadar.
Bir ard niyetim yok.
İlk beşe girenleri de hararetle kutlarım.
Eyvallah.
Son Yorumlar