Emir Küçüksarı; “Ayağıma kadar gelen fırsatı kaçırmadım!”
Genç rallici Emir Küçüksarı, kariyerinde ilk kez parkura çıktığı İstanbul Ralli Şampiyonası?nda yaşadıklarını, hedeflerini, duygu ve düşüncelerini Ralli Ajansı izleyicileri ile paylaştı. Neo Motorsport?un Renault 11?i ile yarışan Emir Küçüksarı, kendisine tanınan fırsatları iyi kullandığını düşünüyor. Emir Küçüksarı?nın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle..
– Son yarışta hedefinize ulaştığını düşünüyor musun?
İstanbul şampiyonasında hedefimiz ralliye alışmak, tecrübe kazanmaktı. Böyle bir fırsat ayağımıza kadar gelmiş, biz de bu fırsatı kaçırmadık ve iyi kullandığımıza inanıyorum. Bu rallinin iki ayağını kopilotum Ahmet Umut Güner ile beraber yeni olmamıza rağmen, hem kazasız geçirdik, hem de iyi dereceler yapmıştık. Son yarışta da gene diğer iki yarış gibi bir podyum hedefimiz yoktu, şampiyonanın iki ayağını kazasız, masrafsız geçirmemizin ardından son yarışı da temiz bir şekilde bitirmek istiyorduk. Bunun için son yarışta ayağımızı biraz gazdan çekmek zorunda kaldık ve sonuç olarak 3?ncü ayağı da temiz bir şekilde bitirip hedefimize ulaştık. Hedefimizin olmamasına rağmen şampiyonayı H11 ikincisi ve Grup H dördüncüsü olarak bitirmemiz bizi ayrıca mutlu etti.
– Son yarışta herhangi bir teknik sorun, lastik, yol dışı yaşadın mı?
Yağmurun yağmasıyla işimiz biraz daha zorlaşmıştı. Hayatımın daha sadece 3?ncü rallisinde ilk kez yağmurlu havayla karşılaşmış olmam, ister istemez ayağımın gazdan çekilmesine sebep olmuştu. Etaplar diğer yarışlara göre daha çamurlu ve dolayısıyla daha kaygan bir hale gelmişti. İlk lupta Riva?da nerede ise her virajı döndükten sonra takla atmış, yol dışına uçmuş arabaları, kalanları görünce ister istemez içimize biraz olsun korku dolmuştu, bu da yavaş gitmemize sebep olmuştu. Cumhuriyet etabının özellikle su geçişinin ve arkasındaki devam eden virajlarda inanılmaz çamur vardı ve arabamız çok kayıyordu. 4 çeker arabaların daha kolay gittiği bu kısımlarda biz önden çeker araba olarak biraz daha yavaş gittik. İlk lupu yavaş gidip temiz bitirip, ikinci lupa geldiğimizde etaplardaki çamurun nerede olduğunu öğrenince ilk lupa göre biraz daha gaza bastık. Zamanlarla hiç işimiz yoktu tabii ki bizim için en önemlisi, ne yapıp edip bu şampiyonayı kazasız ve masrafsız bir şekilde bitirip, kilometre yapıp tecrübe kazanmaktı. Bu amacımıza da başarılı bir şekilde ulaştık.
– Etaplar nasıldı, herhangi bir sorun yarattı mı?
Etaplara genel olarak baktığımızda bazı yerlerde çok kaydık ama arabamızı yolda tutmayı bildik gene de. Etaplar bu son ayakta daha çok kırıcı bir hale gelmişti fakat yılların eskitemediği, bizim için manevi değeri çok yüksek olan kullandığımız Renault 11’in hala ne kadar sağlam ve diri olduğunu gösterdik herkese, gerçekten bu son ayaktaki zorlu şartlarda bile hiç zorlanmadan yarışı bitirdi.
– Parkurdaki rekabet, sence bu yarışta nasıldı?
İnanılmaz bir çekişme, rekabet gördük bu şampiyonada. Bu rekabet son yarışta daha da heyecanlı bir hale geldi, çünkü artık herkes gidebiliyordu ve herkesin puanları birbirine çok yakındı. Kimse hata yapmadan, yarışı önde bitirmek istiyordu. Şampiyonluklar hep bu son yarışa kalmıştı. Özellikle ilk üçte çok büyük bir çekişme vardı Ünal Şenbahar – Menderes Okur – Ferhat Tanrıbilir arasında. Hepsi de ayağını gazdan çekmeden yarıştılar, fakat bildiğimiz gibi bu bir mekanik spor, kaza da olur araba da bozulur, kırılır da, kalır da! Şans ta çok önemli bu sporda. Ünal Şenbahar şanssızlıkla geçirdiği kazada yarışa erken veda etmek zorunda kaldı ve şampiyonluğu gitti. Menderes Okur hak etti ve gülen taraf o oldu. Hepsini tebrik ediyorum, şampiyonayı heyecanlı bir hale getirdiler.
– İstanbul Rallisi’nden ve şampiyonadan aklında ne kaldı?
İstanbul rallisi bizim ilk rallimizdi ve çok heyecanlıydık, bu yarışlara katılmadan önce. Hayatımda ilk kez böyle bir fırsat gelmişti ve bundan çok mutluydum. İlk yarışta mekanik arıza geçirmemize çok moralim bozulmuştu, ne de olsa daha ilk yaşadığım mekanik arızaydı. Bu işin mekanik spor olduğunu ben de ilk yarışta anlamıştım. O arızayı yaşamasaydık daha güzel yerlerde olabilirdik şu anda ama dediğimiz gibi mekanik spor yapacak bir şey yok. Diğer yarışlarda Neo Motorspor takımı olarak çok eğlenceli, iyi zamanlar geçirdik, gerek etaplarda, gerekse servis alanında. Zaten bu yarışlarda bence en önemlisi hiç zamanlara, sonuçlara bakmadan hep beraber eğlenceli vakit geçirmek sonuçta bu bir hobi. Sezonu artık geride bıraktık, İstanbul Rallisiyle bir hazırlık aşaması geçirdik ve artık diğer sezonun bir an önce başlamasını bekliyor olacağız. Yarışmamı sağlayan ve beni yarışlara hazırlayan başta abim Adil Küçüksarı olmak üzere senelerin tecrübesi akıl hocamız Afşin Baydar?a, kıymetli ustamız Mami usta ve Selçuk ustaya, takım kaptanımız Cenk Ceylan’a, co-pilotum Ahmet Umut Güner’e ve diğer tüm Neo Motorspor ekibine maddi manevi yardımlarından dolayı teşekkür ederim. Önümüzdeki sezonun güzel geçmesi, 2011’de herkesin sağlıklı,mutlu başarılı bir yıl geçirmesi dileğiyle iyi seneler!
FZB plakalı R11 kullanman beni heyecanlandırdı. Adil de sen de Jean Ragnotti izinde ilerleiyorsunuz, bravo size…