Test sürüşü | Zafira ile 1190 km!

IMG_1729

Zafira test sürüşü, ajans için bir ?ilk?ti; uzun sürüş planı yapmak için, aynı tarihlere denk gelen Hitit Rallisi?ni  izlemek üzere İstanbul-Ankara-İstanbul istikametlerinde yaklaşık 900 km?ye yakın bir rota belirledim. Ralli merkez ile etaplar ve servis alanı bağlantılarını da düşünüldüğünde, toplam km?de artış kaydedildi. Bu, ajansın bugüne değin yaptığı testler içerisinde (Skoda Yeti ile Eskişehir dışında) ilk sırayı aldı. Bir de, önceki yıllarda Chevrolet ile Ege (Assos) rotası vardı, unutmadan.. Bir de, testin konseptine uygun olması için, Zafira ile Ankara programına ?aile? tadını kattım.

Mesafe ve zaman yeterli olunca, elbette test sürüşü de doyurucu oldu. İstanbul?da önceki günleri saymazsak, ralli aşkına yollarda geçirdiğimiz üç gün boyunca Zafira ile bütünleşik olduk. Çok önceleri, 7 koltuklu aile otomobili olarak zaten Zafira aklımın bir köşesinde mevcuttu, ancak daha önce de yazdığım gibi bu döneme denk düştü. Elbette, yenilenmiş haliyle çok daha etkileyici olduğunu itiraf edeceğim. Sonuçta, Zafira?nın 80 bine yakın olan maliyeti, sahip olma hayallerimi fazlasıyla zorladı. Ancak, sıkı bir Skoda?cı olarak, Yeti?ye olan meyilimi de törpüledi!

IMG_1883Zafira ile ilgili, birçok test metninde yer alan klasik detayları vermek yerine, kendi görüşlerimi olağan seyrinde kaleme aldığım ilk paragrafların, bugüne kadarki test sürüş ve hatta otomobil yazılarının pek çoğunu okunma sayısı açısından geçmiş olması da, bu tarzı sürdürme konusunda bana cesaret verdi. Elbette, yazının içerisinde çok basit te olsa kullanıcı (bendeniz) hatalarına da yer verecek olmamı, yazıya çeşni katma çabası olarak farz edebilirsiniz.

Cuma günü öğleden sonra otobana teker bastık. Dört kişi (aracın ana temasına uygun bir aile olarak), çok rahat ve hatta genişçe yayılarak bir seyahat imkanı verdi bize, Zafira.. Arka iki koltuğu kurmam için gerek yoktu ve zaten geniş bagajındaki bavullar da buna izin vermedi. Genelde sırt çantamla çıktığım yarışları anımsadığımda, Zafira?lı Hitit seyahatinin benim için ne kadar konfor içerdiğini daha bir iyi kavradım.

Daha önce de yazdım, başta koltuklarını çok beğendim. Hem konforluydu ve hem de insanı kavramasıyla rahat ettirmekteydi. Yine önceki makalede yazdığım gibi, Ankara?ya giderken, biraz da hareket planından yarım saat geç start almış olma gerekçesiyle, tempoyu yüksek tuttum. Ama dört saati biraz aşan süreç boyunca, 170-180?den aşağı inmeyen ibreye karşın, bu durum bende hiç tedirginlik hissi uyandırmadı.

Zafira?nın çok oturaklı olması, yolu kavraması, direksiyon rahatlığı ile otoban altımızda hep kaydı. Konsuldeki kısa vites topuzundan elimi çekmedim, diyebilirim. Manuel vites alışkanlığım, otomatik vitese karşı isteksizliğime karşı hep üstün gelmişti. Zafira?nın manuel vitesi, kısa vites kolu ve rahat vites geçişleri de sürüşte beni fazlasıyla etkiledi. Yalnız, çok çabuk vites büyütmek istemesi, gözümü ikaz eden ekrana sabitledi. Gerçi hiç istek dışı vites tercih etmedim ve en basit tabirle ?bağırtmadım? ama 6?ncı vitese kavuştuğunda rahatlıkla çay içilebilir ortama eriştirdi beni.

Dört saatte, hani ?ekspress? servis tarzı da denir, molasız girdim Ankara?ya.. Zafira?nın içinde rahata erenler yolcularımdan da hiç ses çıkmayınca, mola ihtiyacı hissetmedim. Fakat, akşam otelin parkına çektiğimde şunu fark ettim ki, tempo tercih edildiğinde Zafira depoya hiç acımıyor! Bir depo ile Ankara?ya gidip dönülür efsanesini daha ilk günden yıkmış olmak, kaşımı oynatmadı değil. Fabrika verileri bir yana, aracın tempo sürüşte ortalama tüketim tahmini değeri kabaca 100 km için hiç 10 litre tahmini altına düşmedi. Ya da o düştü de, ben o sırada yola sabitlendiğim için görmemiş olabilirim.

İstanbul?dan Ankara?ya sürüşte dört olmasa da üç farklı iklimi yaşadık. Kuru ve güneşli bir İstanbul?dan dört saat sonra yağmurlu ve serin bir Ankara?ya kavuştuk. Otobanın 1560 rakımlı tepesi Cankurtaran?da, kaloriferi çalıştırmaya gerek duydum. Rampa aşağı vitesi boşa atınca araç hızlanır sabit fikrim de, Cankurtaran?dan hemen sonra inişe geçişte yaptığım bir tecrübe ile yıkıma uğradı; Zafira, hız kazanacağı yerde, km ibresi 1?er 2?şer değer azaldı. Otobanda hiç ani ve sert fren yapma gereği duymadım, test için de olsa deneyerek yolcularımı rahatsız etmek de aklımdan geçmedi. Ancak, Sakarya taraflarında bir iki solama esnasında frenlerin bana güven verdiğini hissettim ve bunu not ettim.

Zafria?nın ferahlığına daha önce de değindim; kendisi de eski model bir Zafira sahibi olan sevgili dostum, İzmirli gazeteci Atilla Özgen, etaplara gitmek üzere Pazar günü aramıza katıldığında, ilk verdiği tepki, Zafira?nın ön kısmındaki ferahlık oldu. Yolcu sayımı 5?lediğim Pazar gününe yine geri döneceğim..

IMG_1720Zafira?nın navigasyonundan bahsetmiştim, ama Ankara yolunda ben yanlış son nokta bilgisi girdim, o da bana köpürdü durdu! Bu anlarda ipad ve goegle maps imdadıma yetişti. Ama dediğim gibi, Zafira?nın nagivatörü ile çok uğraşacak vakit bulamadan yola düştüm, anlayacağınız bu durum tipik bir kullanıcı hatasıydı ve ipad?da sık sık harita modunu kullanarak edindiğim tecrübeyi de unutmamak lazımdı. Zafira?nın navigatörü, Ankara çevre yolundan otele gitme çabası sırasında sesini kalınlaştırdı (bu bizim algı farkımızdır, yoksa cihazın ton farkı değil elbet!). Israrla sola U dönüşü yap ikazı yaptığı noktada sola ve U dönüş yasak levhası, sanırım belleğinde olmayan bir ayrıntıydı.

Ankara?ya planladığım sürede ulaştım, ancak ralli merkezi de olan oteli bulana kadar akla karayı seçtim. Hem akşam karanlığı, hem Ankara?nın bu taraflarına olan yabancılığım, hem navigatör tecrübesizliği ve hem de -asıl önemlisi- otelin çok kuytu bir yerde olması biraz keyif kaçırır gibi oldu ve bir iki kez yanlış yönlerde gittikten sonra, nihayetinde son noktaya ulaştık. Kaşlarımızın çatıldığında anlarda ise, navigatörü ekrandan kapamama karşın bazı noktalarda sesli olarak ikaz etmeye devam etmesi, Zafira?nın içinde espri kaynağı olmadı değil. Aracı otel parkına çekene kadar da, sesini kulaklarımızdan eksik etmedi (bu da bir kullanıcı hatasıydı elbette)..

Cuma gecesi, derin uyudum. Hem rahat ta olsa dört saat direksiyon sallamanın verdiği yorgunluk ve hem de ertesi gün etaplara gidecek olmanın gereği dinlenme ihtiyacı, yatağı gördüğüm anda beni off?a geçirmeye yeterli oldu. ?Emektar Skoda?mla, aynı rotu bu kadar keyifli, rahat ve de kısa sürede yapabilir miydim acaba?? diye serzenirken, dalıp gitmişim.

Cumartesi sabah, erken kalktım, uyku yeterli olmuştu ve gün uzun olacaktı. Otel çok kalabalıktı ama nedeni ralli değil, emekli astsubaylar derneğinin genel kuruluydu. Beş yüz astsubay emeklisi, iki yüz kadar da diyanet derneği üyesinin varlığı, Cuma günü otele kafa uzatan bazı yarışçıları kaçırmaya yetmişti. Biz de sıkı bir kahvaltı sonrası toplandık Zafira?nın rahat koltuklarında. Bu kez hedef, parkurda özel etapla kesişen bağlantı yollarıydı. Otobanda sürüşten sonra, köy ve belde bağlantılarında, asfalt ve virajlı yollar ve ardından Güzelyurt?a girişte rampa ve stabilize zemin. Test sürüşü için, bundan daha değişken fırsat başkaca nasıl bulunabilirdi?

Kullandığımız yoldaki zeminin toprağı sertti, sıkıntı yaşamadım, yola kavramasında da Zafira en ufak bir rahatsızlık hissi vermedi. Tepelere tırmandığımız dar ve virajlı bölümlerde ise, manuel vitesin avucumun içiyle özdeşleşen topuzu çok çalıştı! Hedef noktamıza vardığımızda, Güzelyurt?un bir evin bahçesine konuk oldu, Zafira.. Çocuğu bol bir ortamda, ev sakinlerinin misafirperverliği ile vakit nasıl geçti anlamadık ve yarışın start anı geldi. Tüm ilgimiz parkura yöneldi ve fotoğraflar çekmeye başladık. Sonrasında, etap bitti, Zafira aldı bizi, vurduk kendimizi yine yollara. Geldiğimiz yönü terse geçip yeniden ralli merkezine varmadan önce yemek molası ve kendimizden önce doyurmamız gereken Zafira?nın deposu vardı. 40 litrede pompa attı. Kırmızı bölgeye gelmediğimizi hesap ettiğimizde, deponun 45 litrelik olması gerekir hesabını yaptık, pompa başında. Bu arada, Zafira?nın km?si 8944 idi. Kendimizi de doyurduktan sonra yeniden ralli merkezi otele attık kapağı ve astsubay emeklileri ile diyanetçilerin arasında sıyrılıp ralli merkezine kafamızı uzatıp sonuçları alarak odaya kapak atmamız çok kısa bir süreçte gerçek oldu.

Pazar günü, rallinin ikinci ve asıl bölümü vardı. Dağlara vurup geri dönmek, Zafira?yı olmasa da bizleri fazlasıyla yormuştu ve temiz havanın etkisi vardı, üstelik Ankara?nın gecesi ayazdı. Ne Zafira?dayken üşüdük, ne de otel odasında iken.. Otel konforunu Zafira?da yaşadık demenin diğer bir yolu bu. Günün devirmeden bizler devrildik ve Pazar sabahı erken saatte uyandırılana kadar rahat bir uyku, ardından yine yoğun bir tempo!

IMG_1931Kahvaltımızda bu kez sevgili Atilla da vardı ve gün boyu bizlerle olacaktı. Yani, Zafira?yı beşledik, bagajı fulledik! Haliyle, kendi Zafira?sı ile mukayese edip bizlerle paylaştı yol boyunca.. Rahatlığı, ferahlığını O da teyit etti, ağır olması ve tempo sürüş nedeniyle fazla yakmış olma sentezini ise ben seslendirdim. Cumartesi günkü etap rotamızla aynı yolu daha kısa sürede bitirdik. Ya da, göz ve beynimiz aynı yolda daha kısa mesaj verdi bize. Velhasıl, roadbook?ta Güzelyurt köyünün çıkışında yer alan dirsek virajın içerisinde bulunan köy evinin bahçesinde aynı noktaya park ettim, Zafira?yı.. Can, bir gün önce edindiği arkadaşları ile yeniden bir araya geldi, evin hanımı Fatma bacı evin dışındaki barakada (fırın) yaptığı bir haftalık öğün ekmeğinden bir iki tane bize ikram etme inceliğini gösterdi.

Yarış vakti geldiğinde, bir gün önceki yağmura karşın bu kez güneş ve açık gökyüzü vardı. Ama rüzgâr ve serinlikte gram azalma yoktu ve hatta daha da tesirliydi. Bitirdik etabı kazasız, çok şükür.. Yeni hedef, diğer etabın kesim noktasıydı. Medya sticker?lı Zafira?mız, makul bir timing ile etabın bir miktarını kat ederek, sonrasında sapaktan ayrılıp, yeni noktamıza ulaştırdı bizleri. Konfor ve rahatlığı üzerine Atilla ile derinlemesine analizler yaptık bu arada.. Ne de olsa, eski bir Zafira kullanıcısı olarak görüşleri elbette kıymetliydi.. Beğendi, hatta çok.. Ve, kendisine 80 binlik rakamını söylediğimde, bunun çok olmadığını diğer bazı markaların fiyatlarından örnekler vererek ispatlamaya çalıştı.

IMG_123418Diğer etapta, bir üçgen kavşak vardı önümüzde, Zafira bantların gerisinde ve etap yolundan çok geride güvenli noktada bizleri bekledi, bizler ise bol bol fotoğraf çekip görevi ifa ettik. Bu arada, cumartesi günü Zafira?nın geri viteste arkayı gösteren ekranına bir haller oldu, kirden görünmeze büründü! Çamurdandır yorumu ile arka tampondaki tüm sensörleri birkaç kez sildim ama ekran görüntüsü değişmedi. Bu da bir kullanıcı hatasıydı ve açıkçası kafa yoracak çok ta vakit yoktu. Arka ekran görüntüsünün bagaj kapağının açma-avrama noktasındaki küçüçük bir kameradan geldiğini fark edip, gerekli temizliği yaptığımızda, yanlış yerlerde aramış olmanın mahzunluğu çöktü üstüme..

Pazar akşamı Atilla ile veda edip, Forum Ankara?da finiş tak?ı ve ardından yemek molası sonrası bizi bekleyen 400 km?lik İstanbul dönüşü için yola koyulma vakti geldi çattı. Bu kez test çeşnimiz gece otoban sürüşüydü. Ve gelirken yaptığım tempo ve yaktığım sarfiyatı düşünüp, tersi bir tarzla daha rahat sürmekti planım. 100-120 km hız aralığını geçmedim diyebilirim.  Haliyle süre bir yarım saat daha uzadı ama yine molasız bir seyahatle geceyi devirmeden evin önünde Zafria?yı park edip, ?tahliyeye? başlamıştım bile. Gittiğimde olduğu gibi, döndüğümde de yorgunluk hissi vermeyerek puanını düşürmedi Zafira.. Kontrollü tempo sarfiyata direkt etki yaptı ve aynı mesafede bana bir çeyrek depo iade etti. Km?si bu kez 9482 km?yi göstermekteydi. Niyetim, bu çeyrek depo ile İstanbul?da tozukmaktı ama her yarış haftasının izleyen pazartesi günü hem iş yoğunluğu ve hem de yol yorgunluğu planımın son paydasını yaşatmadı. Salı günü, Zafira?yı teslim ederken zorlandım desem yalan olmaz, üç günde bütünleşmiştik. Benim direksiyondaki tecrübem kadar, yolcularımın da aynı rahatlık ve konforu paylaşmaları, yorgunluk hissi yaşamamaları, bana acaba dedirtti; bir seksen bin lirayı denkleştirmek ne kadar mümkün olurdu? Zafira?yı teslim ettiğimde, 9524 km?yi göstermekteydi. Kabaca, 1190 km yol yaptık, kendisi ile..

Aydın Hoşgör, Ralli Ajansı

Yorum yaz