Opel Adam
İsabeyli?deki tırmanma yarışında, Opel Türkiye?nin Genel Müdürü Özcan Keklik?in ?öncü aracın? direksiyonuna geçip te parkura çıkacağını öğrendiğim andan itibaren, Opel Akademi?den Ahmet Baki?nin kulaklarını çok eskittim! Dergi olarak, ?sırada? yar aldığımız Adam?ın, bize test?e geliş sürecini öne çekme konusundaki yoğun ısrarım ve direksiyonda Ceo?lu Adam?ı yarış etabında fotoğraflama fikrim, son anda da olsa, sonunda gerçek oldu! Özcan Keklik, Vectra?dan indi, tulumu ile direksiyona geçti, Adam?ı Şırlan?ın asfaltında gazlaı!
Bu proje, aynı zamanda iyi bir uzun yol testi de olacaktı, İstanbul?dan İsabeyli?ye gidip gelmek için bin kilometreyi çokça geçecektik. İşi biraz daha uzatıp, kulağı tersten tutan bir yol yaptım ve Çanakkale üzerinden İzmir?e inip sonrasında İsabeyli?ye ulaştım. İki gün sonra dönüşü ise İzmir?den sonra Balıkesir ve Bursa üzerinden gerçekleştirdim. Adam?ı geri verdiğimizde, toplam 1700 km?yi tüketmiştik!
Adam?ı, ilk kez İstanbul?daki lansmanında ?dokunmuştum?. Teşvikiye?deki restaurantın önünde park edilen ?sarı? Adam, boyutları ile tam bir şehir otomobili olarak göstermişti kendini. Zaten Opel, Adam?ı, Mini Cooper, VW Betle, Fiat 500 gibi, diğer şehir otomobilleri aynı kulvarda, mini segmentte yarışa dahil etmişti. Açıkçası, Adam?ın bu rakiplerini test etmedim, haliyle ?kendi fikrimce? mukayese şansım yok, ancak fuar veya bayideki göz aşınalığından ve diğer testlerden edindiğin bilgiler dahilinde, Adam için ilk tespitim, rakiplerine göre daha ferah olması.
Adam?ın ?sarı?sını reklam şirketi stüdyoda cam pencere indirip reklam çekimine aldığı için, bize ?krem tavanlı? mor renklisi düştü! Ve onu teslim almaya gittiğimde, yüzümde tebessüm kapladığına eminim! Çünkü, gerçekten çok hoşuma gitti.. Ön ızgara parçası, dikiz dahil aynaları tavan rengi ile birlikte müthiş bir uyum sağlamıştı. Tavandan inen krem rengi Adam?ın çamurluğuna ulaştığında serpinti halindeki renk geçişi de ayrı bir ayrıntıydı.
Adam?ın direksiyonuna oturduğumda, dışarıdan verdiği ?şehir otomobili? görüntüsünden çok uzak kaldım. En azından, ön koltuklarda! Çünkü, arkada ergen ve maksimum üç çocuk için bir yer kalıyor. Adam?lı bir gün, sağ koltuğa 1,92?lık bir sporcu büyüğümü misafir ettiğimde, O?nun ?çok rahat? demesi de bana sürpriz olmadı değil. Aracın iç dizaynının çok uyumlu ve konforlu olduğunu da ayrıca belirtmeliyim. Kapı içleri, koltuklar ve tavanın uyumu, hele tavandaki ?yıldızla gökyüzü? aydınlatması çok farklı bir uygulama. Bu da en çok ta çocukların hoşuna gitti!
Ön konsol geniş ve ferah, ama ?beni, benzer her araçta rahatsız edici şekilde- aracın ön tüm hatlarını göstermiyor. ?Burnumun ucunu görememekten? yana rahatsız olsam da, bunun sürüşe negatif bir etkisi söz konusu değil. Aynaların açılımları, sürücüye gereken her noktayı gösteriyor. Adam?ın bagaj kapasitesi, haliyle, oldukça sınırlı. Bir büyük valiz, üç çanta ile full?leniyor. Siz bakmayın sayfaya koyduğum dolu bagaj fotoğrafına, zaten bu ?geniş? aile aracı değil! Adam?ın hedef kitlesinde yer alan iki gencin bagajı ne olabilir ki?
Adam ile uzun yola çıkacak olmam, ilk planda beni tedirgin etmedi demes yalan olur. Daha geniş sedan ve SUV?larla yapılan uzun yol testlerinden sonra, ?şehir otomobili?i ile uzun yol testi, Adam?la Mahmutbey gişelerini geçip İstanbul?a dikiz aynamda görmeye başladığım anlarda geçeriz kılındı. 1700 km?de bir şehir otomobili veya sedan da mıyım, bana fark ettirmedi. Aslında 90?da sabitleyip tasarruf testi de yapmayı düşünmüştüm ama sonradan fark ettim ki ibreyi 120?de sabitlemişim ve bunu da hiç fark etmedim!
Arkada oturan çocukları sürekli dikizden izlediğimde, oldukça rahat ve keyifli bir yolculuk yaptıklarını söyleyebilirim. Sürücü ve sağ koltuğu ise zaten baştan geçer oyu almıştı, kısaca Adam, şehir içi veya uzun yolda hem sürücüsüne ve hem de diğer konuklarına keyifli yolculuklar sunmakta.
Damarlarında kıskançlık akışı olanalr dikkat etmeli, çünkü Adam?ı şehirde park ettiğim her yerde sıra dışı bir ilgi odağı oluyor. Etrafında dolanmaları, kısa yanıtlı sorgulamaları çıkarırsak, üç kez ?ayrntılı? bilgilendirme yapma zorunda kaldım. Bu durumları da, hem sevgili Ahmet abiye, hem de Ceo Özcan Keklik?e şaka yollu ilettim! O günlerde ?anahtarı? versem, Adam?ı satmıştım! Şunu da belirtmeliyim ki, Adam?ın müşteri takeplerine göre dizayn edilerek fabrikadan teslim edildiği bilgisine, aracın açık camından kafasını uzatarak alıcı gözlerle içini inceleyen ve bu arada da peşi sıra sorular yönelten genç bayan sayesinde anladım. Ford Ka?sını satmış, parasını kenarda beklettiği gibi, gözüne bir Adam almayı kestirmişti besbelli ve bunu da yanındaki ?adamına? zaten onaylatmıştı! Kısaca, Adam?ın pazarda müşteri gibi bir handikapı söz konusu dahi olmamalı. Ama, gerçekten değer!
Adam?ın 1,2 motoru ve 5 ileri şanzımanı, ki otomatik olmadığını duyduğum ilk anda ne sevindim anlatamam, çünkü otomatik kullanmaktan sol ayağın ?çapulcu? olmaya başlamıştı! Adam?ın ilk kalkış ivmesi çok iyi, ama 2?de evde kimse yok!. Üst viteslerde yine geri geliyor.. Bir de, klimanın ?hep açık? olmasının bu noktada biraz payı olaiblir diye düşünüyorum. Ama, evet, 2?ye atıp ta sollama iştahım kabardığında beni bir iki kez şaşırttı. Başta da dediğim gibi, Adam?ın sırtından performansı eksik etmedim, yani uzun yolda ona şehir bücürü demeden ibresini ötelettim. Yarım depo ile başladı yol serüvenimiz, Keşan?da fulledik, Aydın?da ve İsabeyli?de kısa metrajlı alımlar ve sonunda İstanbul için yola döküldüğümde yeniden fullemek, en sonunda da Yalova?ya gelmeden zorunlu bir kısa alım. Yani, depo kapağı da yol boyu çalıştı demek mümkün. Totale vurup ta yapılan yola bölümlediğinizde ise, öyle ürkek bir raka çıkmıyor ortaya. Üstelik, keyifli bir seyahat, yol boyu gösterilen ilgi de cabası. Fiyatı? Özcan Keklik, 39?dan başlıyor dedi, İsabeyli?deki sohbette. Bence, bu küçük ama cazibeli şehir aracı için kırk bin, çok kimse için makul bir rakam olmalı.
Aydın Hoşgör (Ralli Dünyası Dergisi, Sayı:13’den alınmıştır)